Trump’ın eylemliliği ile Avrupalı liderlerin eylemsizliği arasında fark var mı?
İsrail’in İran’a karşı mutlak haksız bir şekilde yürüttüğü saldırının her aşaması başka bir tehlikenin kapısını aralıyor. Sınır tanımaz, kuralsız ve şımarık bir ülke sırf kendi paranoyak güvenlik planları için bölgeyi ateşe atıp, insanları katlederken dünyayı da bu sahneyi izlemeye mecbur bırakıyor. Bütün bunlar, kendi başına olsa hiçbir gücü olmayan bir ülke ABD tarafından destekleniyor diye olabiliyor.
Karargahında ABD Başkanı’nın oturduğu eşitsiz ve orantısız bir savaş izliyoruz.
Ortadaki tablo, uluslararası hukukun ortadan kalkmasından öte, “bağımsız devlet” olmak hakkının da yerle bir edilmesini anlatıyor. Gazze üzerinden verilen mesaj da buydu, şimdi İran’a yapılan da bunu anlatıyor. Artık, gücü gücü yetene dünyasındayız.
Saldırı için tek bir haklı gerekçesi olmayan İsrail, herkes başını yana çevirmişken ve en az kendisi kadar kuralsız ortağı ABD’yi kıvamında yakalamışken terör estiriyor. İran’ın elinde nükleer silah yoktur, nükleer potansiyeli olsa bile bu savaş gerekçesi sayılamaz. Böyle bir gerekçe asla saldırı sebebi olamaz. ABD, tıpkı Irak’ı olmayan bir kimyasal silah palavrasıyla işgal ettiği gibi şimdi de olmayan nükleer silah bahanesiyle İran’ı “vekaleten” vuruyor.
İsrail ve ABD, önce Gazze’de, sonra........
© Karar
