Bizim bitmek bilmez ‘Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırma’ derdimiz
102. yılında bile Cumhuriyet’in hala en önemli meselesinin demokrasi eksikliği olması hazin değil mi? 10 değil, 20 değil bir asır oldu, hala mı? Güvenilir bir hukuk devleti ve her şartta çalışan bir demokrasi inşa etmeyi neden başaramıyoruz? Ve neden Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak gibi bir hedefi hala en önemli meselemiz?
Cumhuriyeti kurabilmek son derece önemli ve değerli bir adımdı. 600 yıllık saltanatın ardından idareyi “cumhur”a vermek Türkiye’nin kaderini değiştiren bir siyasi ve toplumsal başarıydı. Modernleşme hamleleri, eğitim, sanayi, ticaret, kültür, sanat gibi ünitelerde yaşanan gelişmeler de öyle… Bir aşamadan sonra, Cumhuriyet idaresinin gerçek manasını ifade eden çok partili hayata geçiş ve serbest seçimle birlikte demokrasiyi kazanmaya başlamak da bir başka gelişmeydi.
Şimdi neredeyiz peki?
Demokrasi bir ülkenin refahı, güvenliği ve bugünlerin moda tabiriyle bekasının da garantisidir. O olmadan hiçbiri olamaz. Farklı siyasi görüşler, fikirler ya da sadece menfaatler bir kısıtlama olmadan başta siyasi parti olmak üzere dilediği şekilde örgütlenebilmeli. Toplumun tercihine yani sandığa gidebilmeli ve seçilebiliyorsa seçilebilmelidir. Türkiye, darbe ve darbeye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d