Kur’an’da yoksullukla mücadele
İnsanoğlunun en büyük ihtiyacı ‘geçim’ ve ‘güvenlik’tir. Aziz Kur’an’da, özellikle de Mekke’de inen ayetlerde –şirk ve inkâr ile birlikte- şu iki olumsuz insani duruma yoğunlaşıldığını görürüz:
1- Mekkeli zenginler sınıfının yoksullar karşısındaki bencillik ve ilgisizliklerinin ürettiği yoksulluk sorunu; 2- Kabile savaşları, baskınlar, yağma ve talanlar gibi ardı arkası kesilmeyen tehlikelerin ürettiği güvensizlik sorunu.
Çoğunlukla ilk vahiylerdeki diğer bir önemli konu da kıyamet ve ahiret halleridir. Fakat bu konunun dünyevi hayat bakımından önemi şurada: Kur’an’daki kıyamet ve ahiret halleriyle ilgili bilgiler, insanların bu dünyadaki olumlu veya olumsuz tutumlarının karşılığı olarak ahirette görecekleri mükâfat ve cezalarla ilgilidir. Niye dünyada değil de ahirette? Çünkü vahiy süresinin yaklaşık ilk 13 yılını kapsayan Mekke döneminde henüz hiçbir devlet kurumu yoktu. 10 yıllık Medine döneminde ise devlet yeni kurulmaya başlamış, yargı kurumu tam oluşmamıştı. O nedenle Kur’an’da özetle şu anlatılır:
Yoksullar karşısında ilgisiz ve duyarsız kalan varlıklılar ve gözüne kestirdiği herkese zulüm ve haksızlığı reva gören veya buna ortam hazırlayan, böylece toplumda güvensizlik üreten güçlüler Allah katında suçludurlar. Yaptıklarının karşılığını –türlü nedenlerle dünyada görmeseler de- dehşet verici bir kıyamet olayının ardından ahirette muhakkak göreceklerdir.
Buna karşılık bir de iyilik ve adalet tarafında olanlar vardır. Onlar, imanlarının pratiğe yansıması olarak, “kendileri........© Karar





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden