menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesi

34 9
18.06.2025

İslâm toplumlarında ahlâkî sorumluluk şuurunun meydana gelmesini sağlamayı amaçlayan Kur’ân-ı Kerîm’in iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma (emr bi’l-ma‘rûf, nehy ani’l-münker) ilkesi İslâm’ın temel dinamiğidir. Aslında teorik olarak en mütevazı sivil toplum örgütünden Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlere kadar birçok ulusal ve uluslararası oluşumlar da sonuçta Kur’an’ın bu evrensel ilkesini gerçekleştirmek maksadıyla oluşturulmuş iyilik, barış ve güvenlik amaçlı çağdaş yapılardır.

Birçok şey gibi kötülüklerin de küreselleştiği bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesinin yahut Kur’an kavramıyla ma‘rûf (iyilik) düzeninin çökmesi, münker (kötülük) araçlarının alabildiğine geliştiği zamanımızda ahlâkî değerlerin zayıflamasına yol açmakta; bu da –İsrail soykırımında olduğu gibi- vahşete kadar varan kötülükler üretmektedir.

Gazzâlî, “dinde kutb-i a‘zam” (en büyük eksen/ilke) diye nitelendirdiği iyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olma ilkesinin gerçekleşmesi için Allah’ın peygamberler gönderdiğini belirtmiş; bu ilkenin ihmal edilmesi halinde peygamberlik müessesesinin de anlamını kaybedeceğini, toplumda (şimdi dünyada) fesat ve anarşinin yayılacağını, ülkelerin harap olacağını ta o zaman yazmıştır (İḥyâ, Kahire 1382, II, 306). Aynı görüşleri İbn Teymiyye de tekrar etmiştir (el-İstiḳâme, Medine 1403, II, 199, 211).

***

İyiliği hâkim kılma ve........

© Karar