menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bizde sorgulama ve eleştiri kültürü

22 9
25.06.2025

Tüm tecrübeler gösteriyor ki, insanlığın bu dünyadaki nihai amacı erdemli, huzurlu ve mutlu olarak yaşamaları ve onlara bu hayatı sağlayacak olan iyi ve âdil toplum ve yönetimlerin oluşturulmasıdır.

Fakat Müslüman toplumların tarihine bakıldığında genel olarak Kur’an sonrasında oluşan kültürde yukarıda özetlenen bireysel ve toplumsal amaçların özellikle ulema ve yöneticilerce ne ölçüde önemsendiğine ilişkin sorgulayıcı ve eleştirel bakış yapma geleneğinin oluşmadığı görülür. Eleştirel bakışın hedefi en genel anlamda ‘doğru’yu ve ‘iyi’yi bulma iradesidir; bu, her şeyin üstünde ahlâkî bir ödevdir. Kur’an’ın “büyük hayır” diye nitelediği- ‘hikmet’in kültürel anlamı da “doğru olanı bulmak ve iyi olanı yapmak”tır. Her konuda doğruyu bulmak ve iyiyi yapmak sorgulama ve eleştiriyi, bu ikisi ise aklın ve vicdanın ilâhî iradeden başka herkesten ve her şeyden özgür olmasını gerektirir.

Fakat “bütün insan eylemlerinin yapılmadan önce Allah tarafından belirlendiği, insanların alınlarına ne yazıldıysa başlarına onun geleceği” kabul edilip, kader inancı böyle anlaşılınca, mantıki olarak özgürlük de sorgulama ve eleştiri de anlamsız hale gelir. Nitekim İslam’ın ikinci yüzyılında teşekkül eden Ehl-i Hadis grubunun da teşvikiyle kaderci Emevî yönetimi, sorgulama ve eleştiri özgürlüğü savunan Kaderîler’in (kader sorununu tartışmaya açanların) önde gelenlerini idam etmiş; aynı grup, İmam Azam’a da re’y (görüş belirtme) ilkesini savunuyor diye kâfirliğe kadar........

© Karar