menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kayıt dışı sekülerleşme

6 1
30.06.2024

Muhafazakar iktidarın, ilkeleri tartışmaya açık olmayan bir dindarlık anlayışı ile tesis etmeye çalıştığı dindar toplum hayali sınırlarına ulaştı. Çünkü imam hatip liselerinin, ilahiyat fakültelerinin, cemaatlerin ve hocaların toplumda oluşan dini kanaatler üzerindeki otoritesi artık eskisi gibi güçlü değil. Elbette kapalı devre cemaat ve kurumlarda bu otorite hala devam ediyor. Ancak toplumun genelinde bu otorite artık eski gücünü kaybetti.

Dini söylem kent yaşamıyla hiçbir zaman barışık olmadı. Din yüzyıllardır kullandığı vaaz dilini değiştirmek ihtiyacını bu zamana kadar hissetmedi. Din adına konuşanlar, muhataplarının, sorgulanması mevzu bahis olmayan mesajlarını kabul etmekten başka alternatifleri olmadığı sanrısına kapıldılar. Oysa kent yaşamında iletişim vaaz ve talimatla değil, karşılıklı saygı ve geçerli argüman ilkesiyle çalışıyor.


Bu yanılgının en önemli nedenlerinden birisi de Türkiye’de kentleşmesinin en yoğun şekilde yaşandığı son 25 yılda iktidarda muhafazakar bir partinin olmasıydı. İktidarın kent yaşamına uygunluğu bu zamana kadar teste edilmemiş taşra dindarlığı ve ahlakını, toplumun ortak kabulü sayarak dikte ettirmeye çalıştı ve hala çalışıyor. Oysa taşra dindarlığı yüzlerce yıl önce yapılmış içtihatlara, fıkhi hükümlere ve dini anlatılara dayanıyor.

İçtihat kapısı kapandı şeklinde hiç sorgulanmadan kabul edilen bir hüküm Müslümanları eski zamanlar ve toplumlar için verilmiş fetvalara mahkum ediyor. Dini kanaat önderleri bu hükümlere karşı toplumda yüzyıllar içinde oluşmuş saygıyı arkalarına alarak, kapattıkları bu kapının arkasında kendi otoritelerini tesis ediyor. En azından bu zamana kadar bu........

© Karar


Get it on Google Play