Hazır İmamoğlu ile birlikte bütün muhalefeti de kapatsak mı?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile ilgili, insanlığın iki bin yıllık neslini kapsayacak ölçüde ceza talep edilen 3.900 sayfalık akıl ve mantık sınırlarını zorlayan iddianame karşısında kurulacak bütün cümlelerin anlamsız olacağı duygusuna kapılmış bulunuyorum.
Çünkü bu iddianamenin hukuki bir nitelik taşıdığını, yolsuzluğa dönük gerçek belgelerle hazırlandığını söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.
Büyük ölçüde gizli tanık ifadelerine dayanan ve de çelişkilerle dolu bir iddianameyle karşı karşıyayız. Özgür Özel’in ifadesiyle, “969 kez hatırladığım kadarıyla, 691 kez öyleymiş -mışlar -muşlar, 546 kez duydum, 499 kez olabilir, 235 kez düşünüyorum, 9 defa da öyle hissettim ifadelerinin yer aldığı bir iddianame.”
Haliyle böyle bir iddianameyi hukuksal normlarla değerlendirmek çok mümkün gözükmüyor. Bu açıdan, 28 Şubat’ın sivil generali Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın Refah Partisi’ni kapatma İddianamesine benziyor sanki. O iddianame de bir hukuk belgesi değil, gazete kupürlerinden oluşturulmuş siyaseti yok etme talimatnamesi gibiydi…
İmamoğlu iddianamesinin en tartışmalı konularından birisi de parti kapatmaya işaret eden bölümü olsa gerek. Her ne kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ‘kapatma’ meselesini yalanlasa da iddianamede Anayasa’daki parti kapatma maddelerine atıfta bulunularak, CHP yönetiminin haberdar olduğu iddia ediliyor ve bu faaliyetler ‘ihbar’ yazısıyla Yargıtay Başsavcılığı’na da bildiriliyor. Kısacası, “Kapatma davası aç” deniliyor.
İmamoğlu’na 2019’dan bu yana yapılanlar ve........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden