menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ben yaşadım

21 1
friday

29 Mayıs’ta, dostlarım bana saygı günü düzenledi. Bir de kitap yayımladılar. Bu sevgi tsunamisi karşısında her türlü teşekkür cılız kalır. Sağ olsunlar, var olsunlar… Olup biteni, katılan değerli dostları, önce Saliha Sultan (https://bit.ly/sultansay ) ardından da Yağmur Tunalı (https://bit.ly/yagmurs ) yazdı.

Toplantıda benden de konuşma isteyecekler diye düşünüp kafamdan bir şeyler hazırlamıştım. Fakat günün yoğunluğu ve heyecanından, o düşüncelerin pek azını söyleyebildim. Günün sonunda düşünceler insanın kendine yönelince ister istemez bir muhasebe yapma mecburiyeti doğuyor. İşte o muhasebeyi anlatmak isterdim. Gerçi Saliha Sultan’ın röportajında az da olsa biraz bahsettim. Şöyle demişim:

Hayatım boyunca burnumun dikine gittim, yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Benim hiç keşkem yoktur. Şu an karşımda, kitaplığımda, İdris Yamantürk’ün ‘Türk Milletine Borcumuz Var’, öte yanda Şakir Akça’nın ‘Ata’ya ve Sılaya Borcum’ kitapları duruyor. Onlardaki bu his bende de var. Ülkemize, Türkiye’ye borçluyuz ve ne yapsak bu borcu ödeyemeyiz. Onca yıl yaptığım çalışmaları yetersiz hissediyorum. Keşke daha fazlasını yapabilseydim. Tek keşkem bu… Kıymet bilenler sağ olsun, ancak maksat kıymet bilinmesi değil çalışmalarımızın Türkiye’ye tesir etmesi, ülkemizi iyi tarafa doğru çekebilmesi.

Muhasebemin özeti bu. Doğru bildiğimi yaptım. Doğru bildiğimi yapmaktan çekinmedim. Etkim ne kadar oldu? İstediğim kadar değil. Fakat yaptım.

Konuşmamı düşüncemde........

© Karar