“Ben PKK’yı feshettim, sen de T.C.’yi feshet”
“Önder APO gelsin TBMM’de konuşsun.” dedik. PKK’nın 12. Kongresinden cevap geldi. (https://bit.ly/PKK-bildiri ) Özetle şunu diyordu kongre: Geldim, gördüm, yendim! Ve zaferi kazandıklarına göre artık PKK’yı feshedebilirlerdi. Şimdi demokratikleşmeyi, egemenliği ve vatanı paylaşmayı, velhasıl vireyi konuşma vaktiydi. “Vire” tarihî bir terimdir. Kuşatma altındaki şehrin teslim şartları demektir.
100 yıldır soykırım yaşıyorlarmış. PKK’nın silahlı mücadelesi sayesinde istiklallerine kavuşuyorlarmış. Bu istiklal için can veren şehitlerine ve gazilerine saygılarını ve şükranlarını sundular. Şehirlerimizin mümtaz mahallerinde, birer “meçhul gerilla anıtı” dikmemiz uygundur artık. Mesela Ankara’da Anıttepe düşünülebilir. Ne de olsa 1924 Anayasası ve Lozan’dan kurtuluş yolunda yürüyoruz. Bir düşünün.
İmralı da soykırım mekânı imiş. Sayın iktidarımız ve ilgili bakanlıklarımız savunmalarını yapsalar iyi olur. Soykırım uluslararası suçtur ve sükût ikrardan gelir. Haberiniz olsun.
Evet, soykırım böyle başlamış. 1924 Anayasası ve Lozan’la. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası ve milletlerarası tanınma belgesiyle. Bunlardan kurtulursak çiçek açacak barış tohumları iyice serpilip gelişecek.
Bu felaket, bu rezalet ifadeler önlerinde dururken sözde siyasetçilerin demokrasi ve barış nutukları atmasını hayretle izliyorum. Özgür Özel, Gazi Mustafa Kemal’in partisi olmaktan bahsetti yine. Bildirinin 1924 Anayasası ve Lozan kısmına gelindiğinde başka tarafa bakıp ıslık mı çaldı acaba? Atatürk’ün partisi dememiş de Gazi Mustafa Kemal’in demiş… Öyle de olur........
© Karar
