menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yönetemiyor olmak

42 0
27.08.2024

Einstein’a atfedilen bir çok söz dolaşıyor internet evreninde. Onlardan biri şu: Dünyayı kurtarmak için bir saatim olsaydı elli beş dakikasını problemi tanımlamaya, kalan beş dakikayı da çözümü bulmaya ayırırdım.

Büyük bilginin ağzından çıkmış olsun olmasın, karşımızdaki problemin adını doğru koymanın gereğini ifade eden önemli bir uyarı bu. Unutmayalım ki hastalığın kesin teşhisi konulmadan alelacele tedaviye başlamak fayda yerine daha fazla zarara da yol açabilir.

Bugün Türkiye’de yaşanan problemin de adını doğru koymak zorundayız. Bunu yapmazsak dertlerimize çare bulmamız zorlaşır.

Bizim bugün yaşadığımız problem, sözgelimi, enflasyon problemi değil. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk da değil problemimiz. Bürokraside aksama değil, yasaların yetersizliği değil. Hatta tek başına yönetim kadrolarının belirli olumsuz nitelikleri de değil.

Böylesi problemlerin mevcudiyeti elbette gerçek. Ancak bütün problemlerin altındaki asıl problem ülkenin yönetilemez durumda oluşudur. Halktan yönetme yetkisi alanların devlet cihazını yönetememesidir.

Devlet makinasını yönetme sorumluluğunu üstlenenlerin bu makinayı yönetemiyor oluşlarının -daha doğrusu kısa zamanda yönetilemez duruma getirmelerinin- birden fazla sebebi var. Biri niyetleriyle ilgili. O kadarını söylemiş olayım. Bir diğeri ehliyetle ilgili.

Ama en belirgin sebep devleti yönetenlerin benimsediği yönetim felsefesinin devlet yönetmeye izin vermemesi. Modern otokrasinin doğası milletin dertlerine çare bulmaktan, ülkeye huzur ve refah getirmekten ziyade geminin dümenini ele geçirenlerin pozisyonlarını muhafaza etme ihtiyaçlarının gereklerini öne çıkarır.

Bilindiği gibi, otokrasi, devleti yönetme yetkisine tek bir kişinin tek başına ve yasal denetimden veya hukuki kısıtlardan azade şekilde sahip olması........

© Karar


Get it on Google Play