menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aklın yolu bu değil

57 12
04.09.2025

Adamın biri uyurken sakalından fare geçtiğini fark edip uyanmış. Uyanır uyanmaz da eline bir makas alıp sakalını kesmeye koyulmuş. Yanındaki karısı “Kesmeye ne gerek var, yıkasan yetmiyor mu” diye sormuş. Adam, “Sakalımı kirlendiği için değil, diğerlerine de yol olmasın diye kesiyorum” demiş.

Sıçan geçer, yol olur” atasözünün hikayesi bu.

Bilhassa devlet yönetiminde düzenin, kuralların, teamüllerin varlık sebebi budur. Kişilerin de kurumların da yetkilerinin sınırları belli olmak zorundadır. Bu sınırlar titizlikle korunamazsa ortada devlet diye bir şey kalmaz. Anayasa bir kere delinince bir şey olmaz diyemezsiniz. Gerek toplum hayatında gerekse devlet yönetiminde -elinizdeki gücü kullanıp- kuralların dışına çıkarsanız, işiniz görülsün diye hukuku askıya alırsanız, düzeni bozarsanız tehlikeli bir yol açmış olursunuz.

Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı sorun budur ve bu sorun bütün sorunların anasıdır.

Hükümleri kesin ve temyize kapalı iki yüksek yargı kurumu var Türkiye’nin anayasal düzeninde. Biri AYM, diğeri YSK. Son dönemde her iki yüksek mahkemenin de anayasal yetkileri fiilen ortadan kaldırıldı.

***

YSK, biliyorsunuz, hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmayan TİP adayı Can Atalay için “seçimde aday olabilir” demişti. Seçime girip milletvekili seçilen Atalay, buna rağmen cezaevinden tahliye edilmedi. Çünkü başka bir mahkeme kendi yetkisinde olmayan bir konuda karara varıp söz........

© Karar