menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Bu süreçte’ dilimize dikkat etsek…

23 14
tuesday

Bir kısım muhalif siyasetçinin ve kimi aydının şiddetli itirazına karşılık, Terörsüz Türkiye projesine toplumun genelinde yüksek bir destek olduğu görülüyor. Ankara Enstitüsü tarafından yapılan kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 69’u -PKK’nin gerçekten silah bırakacağına inanmasa da- Terörsüz Türkiye sürecini destekliyor. Bu çok yüksek bir destek oranı; kıymetini bilmek lazım. Söz konusu süreci sahiden başarıya ulaştırmak istiyorsanız bu desteği kaybetmemeye çalışmanız gerekir. Bunun için de bu desteğin hangi şartlara bağlı olduğunu, hangi çerçevede, hangi sınır çizgileri içinde geçerliğini koruyacağı iyi anlaşılmalı. “Süreç” bu sınırları gözeterek halkın hassasiyetlerini dikkate alarak yürütülmeli.

Bu yapılıyor mu? Hayır. Aksine toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor. Milletin hassasiyetleri yok sayılıyor.

Fark ettiyseniz Kandil çevresi hep üsttenci bir dille konuşuyor. Sürekli yeni yeni şartlar ileri sürüyorlar. Kendi liderlerinin silah bırakma çağrısına olumlu cevap verdikleri için sanki bize bir lütufta bulunmuş gibi davranıyorlar. Geçmişte yaptıklarını savunmaktan da geri durmuyorlar. Yanlış yaptık yok, pişmanlık yok, toplumdan özür dilemek yok.

Ama bundan daha acısı, kimi iktidar ve muhalefet sözcülerinin de “karşı tarafla empati kurmak adına” söylediklerinden çıkan mana: “PKK haklı ve meşru bir mücadele sürdürmüş ve bu mücadelenin sonucunda devlet tarafından Kürtlerin anayasal hakları tanınma yoluna girmiştir.”

Bu çok tehlikeli, çok yanlış ve çok provokatif
bir dil.

Gelgelelim, fatura yine millete kesiliyor. “Bu hassas günlerde dilimize dikkat etmemiz” isteniyor. Söz gelimi, PKK’lılar için terörist sıfatının kullanılması “süreç karşıtlığı” olarak nitelendiriliyor.

“Dağdan inip silahlarını yakan insanları incitebilecek söz ve davranışlardan kaçınalım” uyarıları yapılıyor. “Aman, vazgeçmesinler” diye bir kaygıyla........

© Karar