Lübnanlaşma.. Cezaevleri.. Ve, ABD’de Tarzan zorda…
‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin mimarı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Kürt diğeri de Alevi olsun” cümlesi, ortama bomba gibi düştü.
Yadırganan o cümlesini kapalı bir ortamda sarf etmiş Bahçeli; söylediğini doğrularken lafının çekilmek istendiği yönü kınadı…
Lafın çekildiği yön, ‘Türkiye’yi Lübnanlaştırma’ benzetmesi…
Ortadoğu yeniden şekillenirken, Fransa’dan bağımsızlığını kazanan Lübnan (1943), çok dinli ve kültürlü bir ülke görüntüsünü yazılı olmayan toplumsal mutabakat belgesine de yansıtmıştı. Ülkede devlet başkanı Maruni Hıristiyan, Meclis başkanı Şii ve başbakan da Sünni biri oluyor, Meclis başkan vekili ile başbakan yardımcısı da Rum Ortodoks Cemaati’nden seçiliyor…
Bizde ‘Lübnanlaşma’ benzetmesine başvuranlar bu düzeni eleştiriyorlar ama, bağımsızlığını kazanmasından bu yana Lübnan’da siyasi düzeni her şeye rağmen ayakta tutan da bu görev bölümü.
Kurucu belgede pek çok unsur 1989’da değişti, temsili sistem yerinde bırakıldı.
Türkiye Lübnan’a hiç benzemeyen bir ülke. MHP liderinin cümlesinin gürültü kopartması bu yüzden.
Devlet Bahçeli lafını ortada bırakmak yerine “Ben bir temennide bulundum” deseydi, tartışma başlamadan biterdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iki dönemdir tek yardımcıyla kendini sınırladı. Son seçimde Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilebilseydi tam yedi yardımcısı olacaktı.
Kürt ve Alevi kökenli vatandaşlara devlet yönetiminde her makamın açık olduğu bir ülke Türkiye; seçilecek sonraki cumhurbaşkanı, kendisine yardımcı........
© Karar
