Eski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders
Çok bilinen bir olayda pek az kişinin bildiği katkımı anlatarak yazıma başlamak istiyorum.
Yıl 1985. Türkiye’de o zamanlar sıklıkla depreşen ‘irtica’ kampanyalarından biri yaşanıyor. Oyuncak silahlarla gösteri yapan müritleri ve radikal görüşleri gazetelerde yaygara kopartan, Almanya’da mukim eski bir müftü üzerinden yürütülüyor kampanya…
Konuyu yerinde incelemek üzere Almanya’dayım. Çok satan bir gazetenin Köln muhabiri dostum beni evinde misafir ediyor…
Dostum, bir münasebet düştüğünde, ilginç bir soru yöneltiyor: “Yıllardır burada sürgün hayatı yaşayan, vatandaşlıktan çıkartılmış Cem Karaca ile görüşmek ister misin?”
Cem Karaca mı? Sayısız şarkısı dudaklarımda, en sevdiğim sanatçılardan biri ha?
Mütevazı bir evde yaşıyor şarkıcı. Ülke hasretiyle dolu. Kaçmadığını, turne sebebiyle Almanya’da bulunurken eski fotoğraflarını sanki yeniymiş gibi sunup o görüntülere uygun yalan-yanlış haberler yapan bir gazete yüzünden başına bunun geldiğini anlatıyor.
İkna edici bir üslup ve ona eşlik eden anlattıklarını ispatlayıcı kupürler eşliğinde…
Gazete, Hürriyet’in kardeş yayını olan, başında Çetin Emeç’in bulunduğu ‘Hafta Sonu’…
Kendisiyle yaptığım kapsamlı mülakat ses getiriyor…
Ses verenlerden biri de, Başbakan Turgut Özal…
Arıyor ve yazdıklarımı bir de benden dilemek, izlenimlerimi öğrenmek istiyor…
Kısa süre sonra özel kalemi benden Cem’in telefon numarasını alıyor…
Özal’ın yasal yolu kısaltmasıyla, 1987 Haziran ayında, yedi yıllık hasret sona eriyor…
Yaşananları ekrana yansıtmak isteyen ‘Ceviz Kabuğu’ yapımcısı, şimdinin AK Parti........
© Karar
