‘Hukuk devleti’ ile ‘yargı ülkesi’ olma arasında kalınca…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş ile ilgili aldığı son karar hakkında ne düşündüğüne dair kendisine yöneltilen soruya, “Burası bir yargı ülkesidir, yargı ne derse o olur” cevabını vermişti.
Günlerdir o cevap birkaç yönden tartışılıyor.
‘Hukuk devleti’ değil ‘yargı ülkesi’ demesi…
O cümlesini “Demirtaş bu kararla yargı tarafından salınacaktır” cümlesinin izlememesi…
Nitekim, aradan günler geçmesine rağmen Selahattin Demirtaş hala cezaevinde…
İktidarın küçük ortağının lideri Devlet Bahçeli de kürsüden Demirtaş’ın tahliye edilmesinin _‘hayırlı olacağı’_nı söylediği halde…
[İktidar ortakları arasındaki rahatsızlık ne zaman gündeme getirilse, MHP lideri bunu yazan ve söyleyenlere ağır ithamlarda bulunuyor; oysa hemen her yeni çıkışı AK Parti ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından suskunlukla geçiştiriliyor.]
Bu alanda yeni bir gelişme daha yaşandı. Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği ‘hak ihlali’ kararı, o karara uygun davranarak kendisini tahliye etmesi beklenen Ağır Ceza Mahkemesi’nce kaale alınmadı.
Mahkeme, ‘yetki gaspı’ yaptığını ileri sürdüğü AYM’nin kararını uygulamayacağını açıkladı.
Daha önce de, aynı yerel mahkeme, milletvekili seçilmiş Gezi davasından tutuklu Can Atalay’ın tahliye edilmesi yolunda verilmiş AYM kararına da uymamış, üstelik kararda imzaları bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Anayasasında ‘hukuk devleti’ olduğu vurgusu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein