Artık kesin olarak şunu söyleyebiliriz ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na nefes aldırmayacak. Bundan sonra ağzını açtığı anda “ağzını büzüşünden Ömer diyeceği belli” diyerek başlatacaklar soruşturmayı.

Dün yaşanan hadisenin başka hiçbir açıklaması yok…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’li belediyelere ve kendisine açılan davalarla bir tuhaflığı açıklamak üzere “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısı yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun toplantısı devam ederken jet hızıyla “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten” resen soruşturma başlattığını duyurdu.

Üstelik, soruşturmayı sadece İmamoğlu ile de sınırlı tutmadı, İmamoğlu’nun acıkmalarına yazılı ve görsel medyada yer verenler içinde resen soruşturma başlattı!

Yok böyle bir soruşturma örneği.

İmamoğlu bir iddia ortaya atmadı, somut dava dosyalarıyla birlikte yargı içindeki bir kumpası, garabeti anlattı.

İmamoğlu’nun verdiği bilgiye göre İstanbul’da 8 bin 806 “bilirkişi” olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere dava açılan bütün CHP’li belediyelerin dosyalarının tamamına S.B isimli “bilirkişi” atanmış.

Denilebilir ki 8 bin 806 bilirkişi var ama S.B isimli “bilirkişi” mali konuda uzman… 8 bin 806 bilirkişi arasında mali konularda bilirkişilik yapma ehliyetine sahip başka kimse yok muymuş?

İmamoğlu’nun verdiği bilgiye göre İstanbul’da mali konularda “bilirkişilik” yapma yetkisine sahip 1.891 kişi varmış. Yani S.B isimli “bilirkişi” 1.891 kişiden sadece biri.

Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP’li belediyelerle ilgili dava dosyalarına 1.891 kişi arasından sürekli S.B’nin seçilmesi tesadüf olabilir mi? Ya da uzmanlıkla izah edilebilir mi?

***

İstanbul Başsavcılığı jet hızıyla hatta kendisinin suç duyurusunda bulunmasına gerek kalmadan, ismini yazana, çizene başlattığı soruşturma ile bu “bilirkişinin” çok ama çok kıymetli, korunması, kollanması gereken biriciklikte kritik öneme sahip olduğunu ortaya koydu.........

© Karar