menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın nükleer aldatmacası

13 0
20.06.2025

STOCKHOLM

ABD Başkanı Donald Trump’ın aşılmaz bir füze savunma sistemi kurma vizyonu, stratejik nükleer silah kontrolünün tabutuna çakılan son çivi mi olacak? Trump'ın önerdiği "Altın Kubbe "nin pahalı ve istikrarı bozucu bir stratejik silahlanma yarışını tetikleyebileceği düşünüldüğünde, Trump'ın rüyası dünyanın kâbusu olabilir.

En azından Trump'ın önerdiği sistem tehlikeli bir paradigma değişikliğini temsil edecektir. Soğuk Savaş'ın son on yılı ve sonrasındaki on yıl boyunca, nükleer cephaneliklerdeki dramatik azalmalar stratejik istikrar sağladı. Bu silah kontrolü süresince, barış caydırıcılık yoluyla korundu; bu da karşılıklı garantili imha (Mutual Assured Destruction – MAD) kavramının ortak şekilde kabul edilmesine dayanıyordu. 1972 tarihli Anti-Balistik Füze Antlaşması’nda açıkça yer alan bu kavrama göre, ABD ve Sovyetler Birliği stratejik nükleer saldırılara karşı savunma kalkanları inşa etmeme konusunda anlaşmışlardı.

Kavramın görünüşteki pervasızlığına rağmen, sürekli bir nükleer saldırı riskinin Soğuk Savaş sırasında nükleer bir değiş tokuşu engellediği yaygın olarak görülmektedir. MAD doğrudan bir çatışmayı göze alınamayacak kadar tehlikeli hale getirmişti. Her iki tarafın da kendi yıkımını garanti altına alacak bir savaşa izin vermeye niyeti yoktu. Bunun yerine, Soğuk Savaş genellikle vekiller aracılığıyla, sınırlarda yürütüldü. Hem ABD hem de Sovyetler Birliği'nin nükleer alarm durumuna geçtiği 1973 Arap-İsrail Savaşı gibi son derece tehlikeli anlar yaşansa da, hiçbir zaman doğrudan şiddetli bir çatışma gerçekleşmedi.

Zaman zaman, bazı siyasi liderler alternatif düzenlemeler hayal ettiler. Örneğin ABD Başkanı Ronald Reagan nükleer silahların olmadığı bir dünya hayal etti ve uzay tabanlı bir füze savunma sistemi oluşturmak için iddialı Stratejik Savunma Girişimi'ni ("Yıldız Savaşları") başlattı. Ancak bu fikir çok pahalıya mal oldu ve muhtemelen pratikte hiçbir zaman işe yaramayacaktı.

2002 yılında ise ABD Başkanı George W. Bush, stratejik savunmaları sınırlayan anlaşmadan........

© Karar