menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Haktır, garipliktir, yoldur Yunus

24 2
14.04.2024

Geçen haftaki “Türkçe ağzımda annemin ak sütü” yazısını “Türkçe, sesini Yunus Emre ile bulmuş bir Müslüman dildir” cümlesiyle bitirmiştim.

Yunus’tan devam edelim öyleyse.

Yunus gibi olmalı. Onun kadar içeriden, onun kadar duru. Yunus Emre her yaştan insanın şiirine sığındığı bir bilge, bir dize dervişi. Fuzûlî, Nesimî, Mevlâna ya da Bâki, okumuş yazmışlarımızın şairleridir.

Yunus’un şiiri dedelerimizin, mürekkep görmemiş anneannelerimizin ve çocuklarımızın şiiridir. O kadar muhabbet duymuşuz ki kendinden sonra gelen kimi Yunusları da ona atfetmişiz. ‘O güzel dizeleri, ilahileri söylese söylese bizim Yunus söylemiştir’ demişiz.

***

Yunus, ‘bizim Yunus’tur. Taptuk Emre’nin dergâhına odun taşımakla görevlidir ve bulduğu en güzel odunları taşır, eğri odun dergâha yakışmaz diyerek. Taşıdığı insandır aslında. Doğru adam getirir dergâha. Kemalini, tekemmülünü gerçekleştirmek üzere getirdiği adamlardır o odunlar. Onlar dergâhta yanarlar ve adam olurlar. O, odunu insan kılan bir inceliktir.

Taptuk ona bir sefer ‘bizim Yunus’ demiştir.

Herkesin Yunusudur. Yedi yaşındaki çocukların da yetmişindeki ihtiyarımızın da irfan sahibi alimlerimizin de dervişlerimizin de musikişinaslarımızın da Yunusudur.

***

Yunus Emre 1240’ta doğmuş, 1320’de hayata veda etmiş. Hikâye........

© Karar


Get it on Google Play