menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kar Musikisi *

14 1
18.10.2025

Bu hafta ekranlarda duyduğumuz ses ve manşetlere okuduğumuz haber: “Yılın ilk karı düştü.”

Devamında da karın zamansız düştüğüne, insanların kara hazırlıksız yakalandığına dair şikayetler.

Hoş kara nasıl hazırlıklı yakalanır onu bilmem.
Ama günümüz modern insanı her şeyi kontrol altına alıp kendi istekleri doğrultusunda yönetip yönlendirmek ister ama aması var işte. Gökten inen, hesaba kitaba bakmaz.

Eski toprak dediğimiz insanlar bu konuda yaşanmışlıklardan yola çıkıp kokladıkları havadan karın yağıp yapmayacağını dair bir öngörüde bulunurlar ve ona binaen tedbiri elden bırakmazlardı.

Ben 80 ve 90’lı yıllarda bu insanlara şahit oldum. Akşamdan kokladıkları havaya bakıp bu hava kar getirir, derlerdi ve bizler güne beyaz örtüyle gözlerimizi açardık.
Onlar, iklim tabiatından şikayetçi olmayı haya kabul eder ve iklime bağlı hayata hazırlıklıydılar.

Şerafettin Dağlarında çobanlık yaparken bir sabah keçelerimizin altından karla uyandık, demişti babam bir hatırasında. Çocukluğumda anlattığı bu hatıra bana bir masal gibi gelmişti. Dağ, keçe, çoban, koyun, sürü, kurt, çadır, yayla, kar, soğuk. Bu kelimeleri yapboz parçaları gibi birleştirir bir masala dönüştürürdüm.

İlk kar toprağa düştüğünde, sırtına düşen lapa lapa üşümeleri toprak hissettiğinde acaba ne düşünür acaba? İnsanlar gibi hazırlıksız yakalandım deyip şikayetçi mi olur? Yoksa şikayetten kendini beri tutan toprak; gündüzü çalışmak için aydınlık, geceyi dinlenmek için istirahat vakti kılan mesajı kendine uyarlayıp sinesine düşen cemreyle birlikte envai nebatata hayat vermekten yorulduğunu anlayarak dinlenme vaktinin geldiğini rızayı ilahi olarak kabul edip şükür mü eder?

Sezai Karakoç , “Kar Şiiri”nde
“Karın yağdığını görünceKar tutan toprağı anlayacaksınToprakta bir karış karı görünceKar içinde yanan karı anlayacaksın” mısralarıyla toprağın haline tercüman olmuş.

Toprağa tutunan kuru otların son kökleri ilk karla üşür, titrer, sağa sola savrulurlar. Sonra karın lapa lapalığı altında kalırlar. Onlar, gelecek baharda köklerinden çıkacak yeni filizlere yerini bırakma buyruğununun razılığını yaşar.

Ağaçlar, ilk karı karşılamada şaşkın olmazlar. Epeydir sararıp solan yaprakların kendilerini terek etmelerinden kışın geleceğini bilirler. Çıplak bedenlerine kar ilk lapasını vurduğunda irkilip üşümezler. Kaç kışı böyle geçirdiklerini birbirlerine dillendirir. Karın sırtlarında yuva kurduğuna da şahittirler. Fıtratlarındaki diriliği anımsayıp kendilerini tabiatın akışına........

© Karar