Millet mağdurun mu hırsızın mı yanında?
Sizi bilmem ama ben Müzeyyen Senar'dan dinlemeyi severim, "gezdiğim dikenli aşk yollarında" diye başlar şarkı. Aşk yollarında elinden bir kırık saz gelip geçmekle kalmaz, şunu da söyler bize: "Muhabbet denilen püsküllü belâ/ sanmayın başımdan az geldi geçti".
Dikenli iktidar mücadelesi yollarında siyasetçilerin başından geçen püsküllü belâlardan biri de yolsuzluk suçlamasıdır.
Şimdi beylik lâflar duyuyoruz, "milletimiz mağdurun yanında yer alır ama hırsızın yanında yer almaz" deniyor.
"Çalıyor ama çalışıyor" sözü, başka milletlerin buluşu sanırsınız.
Ya da "başkası gelse yapmayacak mı" savunması kimin icadıydı?
Hem ya milletimiz, hedefteki siyasetçinin düzmece hırsızlık suçlamasıyla aslında mağdur edildiğine inanıyorsa...
Mağdurun hırsız olup olmadığına bile artık bakılmayan bir eşik var sanki. Suçlayanlar, gerçeklerle yetinmeyip araya büyük yalanlar katıyorsa o eşik aşılıyor gibi.
Habbeyi kubbe, deveyi pire gösteren yolsuzluk suçlamalarının iktidar devirdiği veya siyaseti şekillendirme amacına ulaştığı bizde pek görülmez o yüzden.
Siyaseti dizayn için kurgulanmış, zaman ayarlı yolsuzlukla........
© Karar
