menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kafalar karışık

121 10
24.07.2025

-Bahçeli “Cumhurbaşkanı yardımcılarından birisi Kürt birisi Alevi olsun” sözünü inkâr etmiyor. Sadece olayı kamuoyuna duyuran gazeteciye (İsmail Saymaz’a) öfkeleniyor.

-Bahçeli bu sözü düşünülmüş - taşınılmış bir öneri olarak mı söyledi yoksa fikir jimnastiği çerçevesinde mi ifade etti, net değil, ama sanki yaşanan süreçte inisiyatif alan bir siyasetçi olarak, Kürtler’in ve Aleviler’in sistem içinde mağdur konumda oldukları düşüncesinden hareketle acaba böyle bir model onlardaki mağduriyet hissini giderir mi, gibi bir eğilimi yansıttığı düşünülebilir.

-Ancak sözün nerelere gidebileceğinin çok da derinlemesine değerlendirilmediği kolayca anlaşılabiliyor, diyeceğim ama, Devlet Bahçeli gibi hem süreçte “kilit rol” oynayan, hem de “Türk milliyetçisi” hüviyeti açık birisinin nereye gideceği ya da bölgede benzeri modellerin (Lübnan, Irak gibi) karşı karşıya kaldığı açmazları açıkça görülecek olan bir modeli ulu orta seslendirmesi şaşırtıcı.

-Bahçeli’nin sözüne, şu sıralar çok sıcak temaslarla sık sık bir araya gelen DEM’in eş başkanı Tuncer Bakırhan’dan gelen cevap -ki “Cumhurbaşkanı neden bir Kürt olmasın?” şeklindedir- sözün zaafı ya da başlayacak tartışmanın boyutlarını vermesi bakımından dikkat çekici olmuştur.

-Bahçeli’nin sözüne bakıldığında en tepede, yani Cumhurbaşkanı olarak düşünülecek kişi, ilk planda etnisite açısından Kürt ya da mezhep açısından Alevi olmayacak. Burada bu makamlar için kriter olarak liyakat öncelenmiyor, etnik veya mezhebi aidiyet tercih sebebi oluyor.

-Öteden beri Cumhuriyet’in ana unsurunun etnik olarak Türk ve mezhep olarak Sünni Müslüman olduğuna dair bir değerlendirme vardır. Bu değerlendirme doğru mu, değil mi, irdelenebilir. Kürt’e karşı ya da Alevi’ye karşı bir rezerv........

© Karar