DEVRİK BAŞKAN İŞ BAŞINDA
Kemal Kılıçdaroğlu, yıllarca devletin çeşitli kademelerinde çalıştı, sonunda müsteşarlık gibi yüksek bir makamdan emekli oldu. Dürüst, şaibesiz bir bürokrattı. Bu yönüyle siyasete taşındı. Onu siyasetin tam ortasına çeken kişi, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dı.
Ancak Baykal’a kurulan kaset kumpası, Türkiye siyasetinin yönünü değiştirdi. Baykal devre dışı bırakıldı. Tesadüf mü? Değil. ABD’nin resmi belgelerinde, Baykal’ın 1 Mart tezkeresine karşı çıkması nedeniyle rahatsızlık duyulduğu açıkça yazıyor. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Baykal gitsin, Kılıçdaroğlu gelsin.” diyordu. Ve aynen öyle oldu. Baykal gitti, kasetle. Kılıçdaroğlu geldi, planlı şekilde.
Kılıçdaroğlu’nun geçmişi tertemizdi. Ne var ki “temiz” olmak, “lider” olmak için yeterli değil. CHP tabanı onu umut olarak gördü. Delegeler, yorgun ve karışık bir partiyi onun toparlayabileceğine inandı. Oysa kimse, Kılıçdaroğlu’nun tam 13 seçim kaybetmesine rağmen koltuğu bırakmamak için her yolu deneyebileceğini düşünmemişti.
Ben o gün de söyledim, bugün de söylüyorum: Kılıçdaroğlu, aldığı destekle hak ettiği oy oranı........
© Karadeniz'de sonnokta
