menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yaz yaz bitmez kötülükler diyarından sesleniyorum

6 1
18.05.2025

Hangi geceyi buyur edip ’gel otur iki mutsuzluğun belini kıralım’ desem, diğerleri boncuk gibi dizilmiş hayatımızın boynuna. Ha koptu ha kopacak, ha boğdu ha boğacak, ha savruldular ayaklarımızın dibine ha savrulacaklar.

Bu hafta benim hoş sohbet masama sizi misafir etmeyecek, sizin masanıza misafir olacağım, hem de cebimde can sıkan birkaç konuyu sıkı sıkıya tuttum masanın ortasına bırakmak üzere bekletiyorum. Kahvenin kırk yıl hatırı varmış ya, ne o kahveyi içerim ne de o kırk yılı üstünden geçerim tadında bir hafta geçirdim. Hangi kırk yıl efenim, arkamızı dönünce içilen kahveyi geçtim, yapılan güzelliklerin bile ışık hızıyla unutulduğu ve nankörlük balçığına boğazımıza kadar battığımız bir toplumda insan kalmayı başarabilirsek insanlığımızdan öpüp başımıza koyacağım..

‘Oradan oraya nasıl savruldun. ’ Diyenleriniz olacaktır elbet. Ülkem gibiyim efenim, bir yanım bahar bahçe, çocuklukta hiç binmediğim oyuncakların tepesinden kahkahalarımla boğuyorum tüm kötülükleri. Bir yanım zehir zemberek karanlık bir zindan, üzüntüden geberdi geberecek.

Ben bir oraya bir buraya savrulurken, bir anda boğazıma takılıyor Umut Can ve Melisa Şimşek’in son nefesleri. Umut yirmi iki yaşında Melisa ise daha on altı yaşında. Sivas’ta elleri bağlı şekilde ölü bulundular. Babalarının borcu yüzünden öldürülen bu iki kardeşi öldürdüğü söylenen H.S muhtemeldir ki, öyleyse bile birkaç yıl yatıp, bilmem ne indirimi alıp yine aramıza dönüp elini kolunu sallayarak gezecektir.

Bitti mi dersiniz haftanın karanlığı, bitmedi elbet. Sırada Erol Eğrek var. Çalık Holding'in Türkmenistan'daki tekstil fabrikasında........

© İz Gazete