Eskilerin suyu ısındı ama gelecek puslu…
İktidarın son zamanlarda muhalefete te karşı yürüttüğü hukuk dışı sindirme ve yıldırma kampanyasından sonra aynı şeyi söylüyorum: Bu siyasi savaşı kazanamazlar, çünkü ahlaki üstünlüğü kaybettiler. Bir yandan demokrasinin sağladığı olanaklardan arsızca yararlan, bir yandan da demokrasinin en temel kurallarını çiğne… Olamaz.
Bu karşılaştırmanın biraz abartılı olduğunun farkındayım. Ama görüyorum ki, abartılı olmayan ifadeleri görmezden gelmek bu iktidarın kötü alışkanlıklarındandır. Belki böyle söyleyince siyasi ahlak diye bir şey olduğunu hatırlarlar.
Evet, bu kafayla gittikleri takdirde kaybetmeye mahkumdurlar. Bunu bir tarafa duyduğum sempati açısından değil, yarım yüzyılı aşkın yorumculuk kariyerimde kullandığım tahmin yöntemlerine göre söylüyorum.
Beni hemen hiç yanıltmayan bu yöntemi başka yazılarda da açıkladım. Felsefe meraklılarına da aşina gelecektir.
Ortalık, bugün olduğu gibi tozduman olduğunda kimin kazanacağını belirlemek için önce sahnedeki güçlerden hangisinin yükselmekte, hangisinin ise gerilemekte olduğuna bakarım. Yani yönelim ya da trendleri belirlemeye çalışırım.
Sonra gözümü kulise çeviririm: Ana sahnede bu çatışma yaşanırken hangi yeni güçler sahneye çıkmak için hazırlanmaktadır? Bunlar başarılı olursa durum nasıl değişir? Bunlar kimlerin hizmetine girerler? Kimlerin tahtına altın yaldız yapıştırır, kimlerin mezarını kazarlar?
Nesnel ölçütlerle manzaraya bakalım:........
© İz Gazete
