menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sekülerler Rasyonel Üstünlüklerini Kaybettiler

14 0
30.08.2025

Öncelikle kuramsal ve kavramsal tanımlamalarla başlayalım.

Seküler kelimesi Latince ve Fransızca kökenli bir kelime olup, dinden, ahiretten, ruhaniyetten uzak olmak, dinden bağımsız olmak anlamına gelir.

Sekülerizm ise yine aynı dilsel köklerden gelmekle birlikte, kuramsal bir düşünce sistematiği olarak karşımıza çıkmakta; dinden, ruhaniyetten, din adamlarından, ahiretten uzak durmak; sedece dünyaya odaklanmak, dünyacı olmak ve maddeci ya da materyalist olmak anlamlarını ihtiva etmektedir. Kısaca dünyacılık ve maddecilik diyebiliriz.

Bilindigi gibi Batıda, yeni çağın başlangıcında, coğrafi keşiflerin ardından ortaya çıkan Rönesans ve Reform hareketlerinden sonra 1789 Fransız ihtilali ve sanayi devrimi ile birlikte pozitivizm, materyalizm ve sekülerizm düşünce akımları ortaya çıktı. Maneviyattan ve ruhaniyetten uzak bu akımlar ahireti, kalbi ve mistisizmi yok saydı. Sadece dünyaya ve maddeye odaklandı.

Coğrafi keşiflerin ardından sömürgeciliği takip eden tarihsel süreçte, sanayi devriminden sonra gelişen Batı'nın hammadde ve pazar ihtiyacının karşılanması amacıyla 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarından itibaren atıldığı emperyalizm, işgal ve istila ve soğuk savaş ile 20. yüzyılın tamamında geçerli emperyalizm (yayılmacılık/soykırım) olgusu, seküler insan tipolojisine ve sekülerizm düşünce sistematiği ile materyalist yaklaşıma dayanır. Sekülerizm ve maddecilik temelinde ise dünyada, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın tamamı ile günümüze kadar savaş, kan, gözyaşı, katliamlar, yükselmiştir. Bütün bunlara kılıf olarak ve dünya ile insanlığın kandırılması amacıyla demokrasi, insan hakları, hukuk ve özgürlükler ile fonksiyonel olmayan uluslararası kurumlar kullanılmıştır.

Günümüzde katliamların, soykırımların ve barbarlığın dünyanın gözü önünde, tüm insanlığın gözüne parmak sokarcasına Batı sekülerleri, Batı sekülerizmi ve Batı materyalizmi tarafından desteklenmesi; Batıda ve tüm dünyada sekülerlerin, sekülerizmin ve materyalizmin düşüşe geçmesine, Batı pozitivizminin gerilemesine; rasyonel, psikolojik, sosyolojik, felsefi ve diyalektik üstünlüğünü kaybetmesine neden olmuştur.

Yani sekülerler ve bunların Türkiye'deki uzantıları da çeyrek asırdır felsefi olarak çöküyorlar, yarasalar gibi yaşamaya başladılar ve karanlığa küfür ediyorlar, deve kuşları gibi davranıp gerçeklerden kaçmak için irrasyonel bir biçimde kafalarını kuma gömüyorlar.

Türkiye'de yıllardır, seküler kesimin sürekli dile getirdiği ve temcit pilavı gibi ikide bir ileri sürdüğü temelsiz iki tez, analitik düşünce sistematiğinden ve mantık kurgusundan kopuk iki doğru bilinen yanlış ile sosyolojik/patolojik paradokstan bahsedeceğim.

Birincisi “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı, ikincisi “Atatürk olmasaydı adınız Yorgo olurdu” tezi ya da ezberi, üçüncüsü de “pisliğin içinde yaşarım, belediyem seküler olsun” paradoksudur.

Bu üç yaklaşımda da akıl, mantık, mantıksal kurgu, bilimsel düşünce, mukayeseli düşünme yetisi, diyalektik düşünme ve analitik düşünce sistematiği bulunmamaktadır.

Öncelikle birinci maddeden devam edelim.

Kişilerin askeri olmaz. Olursa o kişi diktatör olur. Saddam'ın, Esad'ın, Lenin, Stalin’in, Mao'nun, Çavuşesku’nun askerleri vardı. Çünkü onlar diktatördü.

Bu yaklaşım kişiyi ilahlaştırmak ve diktatörleştirmektir. Çok büyük hakaret ve haksızlıktır.

Türkler İslam dinini seçtikten sonra hiç bir zaman asker, bir kişi askeri olmamış, daima Allah'ın askeri olmuş, Ordu ise her zaman Peygamber ocağı sıfatı ile Hz. Muhammed’in ordusu olmuştur. Genel olarak bir kisinin değil, Devletin ve Milletin askeri olur. Teoman’ın, Mete Han’ın, Satuk Buğra Han’ın, Alparslan’ın, Selahhtin Eyyubi’nin, Fatih’in, Yavuz’un… askerleri ve Ordusu yoktu. Asker ve Ordu daima Allah'ın askeri, Ordu ise Muhammed'in ordusu idi. Nitekim Atatürk te hiç bir zaman asker ve Ordu benim askerim ve benim Ordum dememiştir. Düşmanı Yurttan atan, Kurtuluş Savaşı'nda Muzaffer olan asker ve ordunun kendi askeri ve kendi ordusu olmadığını, zaferi kazananın Allah Allah nidalarıyla düşmana taarruz eden, cephede Kur’an okuyan Türk Askeri, Türk Ordusu ve Türk Milleti olduğu defalarca söylemiştir. Bu bağlamda söz konusu slogan, Gaziye ve onun manevi hatırasına da çok büyük saygısızlık ve hakarettir.

Gelelim ikinci temelsiz tez ve doğru bilinen yanlış olan “Atatürk olmasaydı adınız Yorgo olurdu” hususuna.

Bilinmelidir ki 5 bin yıllık Türk tarihinde hiç bir zaman Türk Milletinin kaderi sadece bir kişiye bağlı kalmamıştır. Türk Milletinin kahramanlıklarla dolu destansı bir tarihi olmuş, aynı zamanda dünya tarihini de belirlemiştir. Atatürk olmasaydı başka Atatürk çıkardı. Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ya da başka kahramanlar çıkar Türk Milletine Önder olurdu. Yüzlerce, binlerce ve milyonlarca Kahraman çıkardı ve Millet bu dar boğazdan yine çıkardı. Türk tarihi bunun kanıtlarıyla doludur.

Bu tez ve yaklaşımda da Gaziye ve Türk Milletine çok büyük haksızlık ve hakaret vardır. Burada Gazi ilahlaştırılmakta, Türk Milleti de basiretsiz gösterilerek asağılanmaktadır. Tarihinin hiçbir döneminde esir olmayan, esareti kabul etmeyen Türk Milleti, bu buhranlı dönemde de Atatürk olmasaydı da, geçmişte Teoman, Mete Han, Satuk Buğra Han, Alparslan, Kılıç Arslan, Fatih, Yavuz… gibi, onlarca ve binlerce Kahraman ve Atatürk çıkaracaktı. Bundan sonra kıyamete kadar da yine çıkaracaktır.

Bugün Batı Trakya’da Yunan işgali ve egemenliği altında yaşayan Türkler çocuklarına Yunan ve Helen isimleri koymuyorlar, Türk isimleri koyuyorlar. Dünyanın başka yerlerinde gayri müslim devletlerde ve düşman devletlerde yaşayan Türkler, oralarda Atatürk olmamasına rağmen, çocuklarına Müslüman ve Türk isimleri veriyorlar.

Yorgo, Hans, Coni vermiyorlar.

Orta Asya'da, Türkistan'da Türkler, 70 yıl komünist Sovyetler Birliği diktatoryası altında yaşadılar, ancak benliklerini unutmadılar, yine çocuklarına Türk isimleri verdiler. Yani bu yaklaşımın rasyonel tutarlılığı ve mantıksal doğrusu bununmamaktadır.

Geldiğimiz noktada Atatürk'ün olmasına, onun liderliğinde Türk Milletinin ve Türk Ordusunun Yurdu düşman işgalinden kurtarmasına, zafer kazanmasına, Cumhuriyeti ve Devleti kurmasına rağmen “Atatürk olmasaydı adınız Yorgo olurdu” diyen, seküler, Atatürk istismarcısı ve Atatürk’ü........

© İstiklal