menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vücut Ölüme Kurban Gider Yârenler

14 0
22.10.2025

NURU bâki olsun merhum hocamın sohbetlerinde “Nezaket-i İslamiye” olarak adlandırıp dile getirdiği bir husus vardı. Gidilen beldenin bilenen manevi büyüğünü ziyaret ederek onun hayat mücadelesi ve kulluğundan ibret alıp kendi yaşamımıza izdüşümler aktarmak şeklinde anlayabileceğimiz bu anlayışın gereği olarak ne zaman Ankara’ya yolum düşse muhakkak Hac- Bayramı Veli Sultana uğrayarak gönlümü demlerim. Türbe ziyaretinden sonra dışarıda bir gölgeye çekilip kendi derunumda yolculuğa çıkmayı önemserim. Kimi zaman ise dostlarla hazretin yamacında oturup çayımızı içer muhabbeti harlarız.

BU ziyaretlerin sürprizleri de olur sıklıkla. Yıllarca yolumuzun kesişmediği arkadaşlarla, özlediğimiz gönül dostlarımızla karşılaşırız. “Vay imanım” diyerek sımsıkı sarılır hasretin dumanını vuslat ateşiyle tüttürürüz. Söz sözü harlar. Hatıralar birbirine eklemlenir. Eski günler bazan hüzünle bazan coşkuyla zamanın eleğinde elenir. Âdeta kendimizi kendimizden yeniden doğurur tazeleniriz.

HELE eski zamanları…

Çevredeki kahvehanede bir masa bulup oturur, kalkmayı bilmezdik. Hazretin fukaraları etrafımızı çevirirlerdi. Meczuplarının nazlanmalarına şahitlik ederdik.

Dilenci değillerdir. Herkesin parasını almazlar. Israr etsen bile netice değişmezdi. Vermesi gerekenleri yüreklerinden hisseder onlara sadaka sevabı işleterek kazadan beladan korunmaları için niyazda bulunurlardı. Sistem böyle işlerdi. Görünenin dışında bambaşka mestur bir hayat vardır ki, ehl-i kalp tarafından önemsenir, bu duruma değer verilirdi.

“MECZUPLAR buradan elini eteğini çekti mi” diye düşünürdüm son zamanlarda. O eski köhne haller gidip yerini modern bir meydana bıraktıktan sonra harabat ehli gizlenmiş gibi gelirdi. Ya da bana rastlamazlardı.

Oysa eski zamanlarda Haluk Nurbaki Hocam ile camiye doğru yöneldiğimizde üç beş meczup........

© İstiklal