Kendinden Çalan Hırsızlarız
CİMRİLİĞİN hunharca pazarlandığı bir çağın insanlarıyız. Bu iş öylesine ustaca yapılıyor ki, kişi kendisinden çaldığının farkında bile olmuyor. Neredeyse çoğumuz kendisinden çalan hırsızlar durumundayız ve bunu maruz kaldığımız kimi propagandaların güdülenmiş beyinleri olarak gerçekleştiriyoruz.
“Kendini sev” önermesi mesela…
Evet, insan değişmez sabitesi olan vahyin öngördüğü ölçüler içerisinde kendisini sevmeli ancak sınırları aşarak sevgisini sadece kendisine yöneltip başkalarını sevme konusunda cimrilik yaptığında Rabbimiz tarafından kendisine ihsan edilen bu özelliğinden başkalarıyla paylaşması gereken hazinesinden hırsızlık yapmış olmuyor mu? Sonu özsever olmak gibi şişirilmiş bir ego ve tüm muhabbetini kendisine yönelten bu anlayış hayatı kurutmuyor mu? Kalbimizi kötürüm hâline getirmiyor mu?
Ve bu kendinden çalmak değil mi?
…
KENDİLİK bilinci açısından ciddi bir körlük anlamına gelen cimriliğin pençesinden kurtulmalıyız. Hayatla cimrilik üzerinden değil cömertlik üzerinden sahih ilişkiler kurmalıyız. Bunu başaramadığımız vakit aile ilişkilerimiz zarar görüyor. Çocuklarımızla olan münasebetimiz bile çıkara dayalı hâle geliyor. Dost ve arkadaşlarımız ile sosyal münasebetlerimiz de ne yazık ki aynı paranteze hapsoluyor.
Ve hayat yaşanmaya değer olmaktan çıkıyor.
…
HER birimizin kişisel kimliklerini birbirinden ayıran nitelikleri var. Bunları fark etmek ve üzerinde düşünmek kendinin hırsızı olmak istemeyenler için belirleyicidir. Bilişsel, duygusal ve davranış açısından farklılıklarımızı açığa çıkarıp bunları istikamete sokmak en mühim vazifelerimizden. Farklı durumlara ilişkin kendimize mahsus karakteristik hususiyetlerimizi ve bunlara bağlı açmazlarımızı,........
© İstiklal
