Çevrim İçi Tüketim ve Sahte Mutluluk
“SAKLA samanı gelir zamanı” ve “Ak akçe kara gün içindir” şeklinde atalarımızın formüle ettiği iktisat kültürüne sahip olan bu toprakların evlatları korkunç bir savrulma içinde. Mutluluk arayışlarının zemini değişti. Beğeniler farklılaştı. Varlığını, üreterek değil tüketerek ortaya koyma çabaları körüklendi. Bununla mutlu olunacağı güdülemelerine yenik düşüldü. Tüketimi çeşitlendirip arttırmakla sonuç alınacağı var sayıldı ama bu “Havuç politikası”nın geçici hazlar dışında bir getirisi olmadı. Bu geçici hazların kendisini tekrar ederek kişiyi köle haline getireceği hesap edilemedi.
Psikolojik çıkmazların eşiğine gelindi ve buradan dönmek çoğumuz için hiç kolay olmadı. Tüketime kaptırdığımız paçamızı kurtarmak için önemli stratejilere ihtiyacımız olacağı hesap edilemedi. İnsan, moral zenginliğinin kaynağını şaşırınca şiraze daha da kaydı. Sonsuz bir kara döngünün acımasız girdabına yuvarlanıldı.
…
ENGELLENEMEYEN tüketim arzusunun bizi mutluluğa götüreceği yanılgısı sistemin profesyonelleri tarafından insan psikolojisinin gedikleri dikkate alınarak alabildiğine kötüye kullanıldı. Oysa babalarımız dizleri yamalı pantolonlar, dedelerimiz içi dışına çevrilen ceketler giymişti. Annelerimiz, ninelerimiz hâne halkının yırtılan çoraplarına yama yapmayı haftalık işleri arasına almıştı. Babalarımızın ilçeye resmi bir iş için giderken komşudan ödünç kıyafet aldığına tanık olmuştu çoğumuz. O günler geride kaldı. Günümüz insanı büyük bir tüketim çılgınlığının pençesine gönüllü olarak yakalandı. Üretip paylaşarak mutlu olma ahlakı yerini tüketerek mutlu olunabileceği anlayışına bıraktı. Beklenen oldu mu, hayır!
Tüketim rekabetinde imkânsızlık sebebiyle geriye düşenlerin stres düzeyi yükseldi. Karamsarlık ruhlarını esir aldı. Kalpleri kendini gösterme algısının işgaline uğradı. Özgüven sıfırlandı. Kültür açısından yaşanan aşınmalar, dini duyarlılıkların gerilemesi, kanaat ahlakının sadece adının kalmış olması gibi hususlar........
© İstiklal
