menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çelişkilerin Umudundur Evlat

19 0
29.10.2025

GECELERİ sıçramalarla uyanıyordum. Gün içinde ezber ettiğim kimi bilgiler aklımın süzgecinden geçmiyordu. Dolayısıyla kalbime de süzülmüş bir öz olarak ulaşamadığından duygu dalga boyumda kabule layık görülüp heyecana sebep olmuyordu.

Oysa diğer arkadaşlarım gayet mutluydu. Huzurlu görünüyorlardı. Okunanları hemen kabul ediyor anlatılanlara da sorgu sualsiz teslim olmuyorlardı.

Bir yanıyla gıpta etmiyor da değildim aslında. Sorunsuz bir düzlemde asude bir yaşamın şifrelerini çözmüşçesine hayatın akışına kendilerini bırakmışlardı.

Hiçbir fırtına onlara erişmiyordu. Hiçbir tsunami sırça köşklerine ulaşamıyordu.

Savaşlar, kıtlıklar, açlıktan ölümler, zalimlerin hırçınlıkları, mazlumların asumanı titreten çığlıkları, bozulan adalet, kayırmacılıklar, tarafgirliğin kirli ve azılı dişleri arasında çiğnenen haklar…

Hiçbiri onları rahatsız etmiyordu.

Bir yandan da bu duyarsızlığa içerliyordum. Ruhum öfkenin atına biniyor ve bir daha da inmiyordu. Yakın dostlarım ve yol arkadaşlarım olduklarından canlarını yakmaya da kıyamıyordum.

Ya onlarda bir terslik vardı ya da bende… Testimin böyle dolmuş olmasına içsel rızam olmasa da dökmeyi de başaramıyordum. Kısacası bir çelişkiler yumağına dönmüştü ruhum.

Gündüz dilimi susturabiliyordum ama kalbimin aynı rıza seviyesine ulaşamaması gece ruhumdan taşıyordu. Sabahlara kadar beynimin kıvrımlarında amansız bir mücadeleye girişiyordum. Oda arkadaşım bir gün beni tenhaya çekerek “Senin kendinle derdin nedir arkadaş? Sabaha kadar harp darp içindesin. Durmuyorsun. Sürekli konuşuyor sağa sola sataşıyorsun” dediğinde artık mızrağın çuvala sığmadığını bir kere daha görmüş oldum.

UYKULARIMI baskı altına almaya çalıştım ama bu ne kadar mümkün olabilirdi ki…

İlk haftadan sonra döngü kaldığı yerden devam........

© İstiklal