menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

T.C. Devleti Hükümeti, TBMM Başkanlığı Ve Milletvekillerine Açık Mektubum

7 8
05.03.2025

“TÜRKÇE MİSAK –I MİLLİSİ

MANİFESTOSU “

1920’LERDEN 2020’LERE VATANIMIZIN BÜTÜNLÜĞÜ- MİLLİ VARLIĞIMIZIN DEVAMI BUGÜN DE TEHLİKEDEDİR

Günümüzdeki Tehlikenin Büyüklüğünün Unsurları

Vatanımızın Bütünlüğünün Tehlikede Olması Açısından:

Büyük dış ve iç boyutlarıyla emperyalist süper güçler tarafından planlanıp yürürlüğe konulan PKK –YPG vb. terör örgütleri yapılanmalarıyla da “etnik bölünmeler” planlamalarından 41 yıldan (1984- 2025) beri Anadolu topraklarımız parçalanmak istenilmektedir. 1000 yıldan beri birlikte yaşamanın huzurunu görmüş sağduyulu Kürt ve Türk vatandaşlarımızın oyuna gelmemeleri ve devletimizin terörle mücadelede sergilediği kararlı tutumu, devletimizin oyun kurucu ve oyun bozucu güçlü bir yapılanmaya ulaşması terör örgütlerinin çökertilmesine de yol açmış, bu cümleden olarak “Terörist başı” denilen Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’de yaptığı “Tüm silahlı gruplar silah bırakmalı ve PKK kongresini toplayarak kendisini feshetmelidir”” açıklaması, terörün en nihayetinde sonlandırılması için güzel bir başlangıç olmuştur. Bundan sonra bu işin pratiğe dökülmesi büyük önem arz etmektedir ki, bunun da yerine getirilmesi en halisane dileğimizdir. Böylece vatanımız ve milletimiz, İstiklal Harbi vererek 1920’lerde bölünmekten kurtulduğu gibi günümüz 2020’li yıllar itibariyle de bundan kurtulacağından bu da tarihimize “ikinci bir kurtuluş savaşı kazanımı” olarak geçecektir.

Kültürel Olarak Milli Varlığımızın Tehlikede Olması Açısından:

1-Anayasamızın “Türk Milletinin dili Türkçedir” ve “Eğitim Dili Türkçedir” maddelerine de aykırı olarak, ana okullarımızdan başlayarak üniversitelerimize kadar İngilizce ile eğitim yapmak “milletimizin kültürel intiharı” demektir. Bu ancak, İngilizcenin anavatanı İngiltere ve İngiliz sömürge ülkelerinde olur. Türkiye bir sömürge ülkesi değildir.

2-“Dil Devrimi” nin “Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Otokritiği” den olarak bu alanda çok kötü sınavlar verilmiş ve çok kötü sonuçlara ulaşılmıştır. Adı geçen devrimin yanlış algılanmaları ve uygulamalarından olarak:

a-Dil ilmine ve dillerin sürekliliğine de aykırı olarak, dünyada sanki “saf dil” varmış gibi, “İstiklal Harbi verip düşman askerlerini vatanımızdan kovduğumuz gibi, dilimizde de birer yabancı istila unsurları olan Arapça ve Farsça bütün kelimeleri atarak yerine öztürkçelerini koyarak istiklaline kavuşturacağız” gibi kuru-sıkı ve hamasi bir millik-milliyetçilik duygusu ve emeliyle de bunların topyekun atılarak yerlerine, dil ilmi kaidelerimize de uymayan masa başında üretilen “uydurukça kelimeleri” ikame etmeye çalışmak, Yaşayan Türkçemizi yok etmeye yönelik “1932 – 1980 zaman diliminde “Birinci Büyük Dil Yol Kazası” olarak kendisini göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk, bundan daha sonra “Dilde ve Musikide inkılap” olmaz diyerek vazgeçtiği halde, onun halefi İsmet İnönü’nün “uydurukça dil” e geri........

© İstiklal