menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Osmanlı’dan Günümüze Siyasi Partilerin Vatan Bölücü Terör Örgütleriyle “iş Birliği Anlaşmaları” Yapmaları Ve Sebepleri

32 1
15.11.2025

Bölüm I: Osmanlı Devleti Döneminde Kurulan Bölücü Terörist Örgütler

Osmanlı Devleti, Hristiyan ve Müslüman eyaletlerinde hep “terör örgütleri yapılanması” yla çökertilmişti. Bu terör örgütlerini her zaman Emperyalist Büyük Devletler (Rusya, İngiltere, Fransa vb.) kurmuş, arkalarında hep onlar olmuşlardı.

Balkanlarda erkenden kurulan bu terör örgütlerinin ilk öncüsü Çarlık Rusyası olmuştu. Rusya'nın amacı, hem Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalayıp zayıflatmak hem de Balkanlardaki kendi Slav ırkından Sırplar, Karadağlılar ve Bulgarların yanında Grek Ortodoks Yunanlıları da bu özellikleri sebebiyle rahatlıkla kullanarak, bunlara kurduracağı “küçük bağımsız ulusal devletler” sayesinde Balkanlar cihetinden “Sıcak Denizlere inme millî emeli”ni gerçekleştirmekti.

Öncelikle Rusya tarafından başlatılan bu “Terörizm” ve “Terör Örgütleri”ne daha sonra İngiltere, Fransa gibi Büyük Devletler de katılmış, bu örgütleri Rusya’nın kullanımından alıp, kendi yayılmacı ve sömürgecilik emelleri uğrunda kullanmak için varlık göstermişlerdi. İşte Osmanlı, hem Balkanlar hem de Asya cihetinde bu “Terörizm ve Terör Örgütleri Sarmalı”nda yıkılmış, ömrünü tamamlamıştır.

Osmanlı Devleti'ni Balkanlardan tasfiye etmek için Rusya tarafından kullanılan ilk terör örgütleri şunlardır:

Sırbistan’da 1804’te “Kara Yorgi” (Black George Petroviç) unvanıyla anılan ve kurduğu terörist örgütün ismine genelde kurucusundan dolayı “KARA YORGİ ÖRGÜTÜ” denilen terör örgütü.

Bu örgütün kurulmasını takiben, 1814’te Rusya’nın Odesa şehrinde üç Yunanlı zengin tüccar tarafından Çar I. Aleksandr’ın himayesinde kurulan ve emeli “Büyük Yunanistan”ı kurmak olan, 1821’de adı geçen Çar’ın Rum subay yaveri Aleksandr İpsilanti’nin öncülüğünde “Rum İsyanı”nı başlatan “ETNİKİ ETERYA” isimli Yunan terör örgütü.

Bulgaristan’da 1858’de Çar III. Aleksandır’ın desteğiyle Romanya’da kurulan, “İMRAHOR” kısaltma ismiyle anılan Bulgar terör örgütü.

Bunu takip eden yıllarda, 1876’da Türkiye’de Meşrutiyet’in ilanından sonra kurulan ve “kurucu önderi” Sandanisky’in adıyla anılan “SANDANİSKY FIRKASI (PARTİSİ)” vb. olmuştur.

Romanya ve Karadağ da Osmanlı’dan koparılması için terör örgütleri kurulmuştur. Son dönemde (1908 – 1912) Arnavutlar arasında da, burasını Osmanlı’dan koparmak için terörist örgütler kurulmasa bile “terörist kişiler ve liderler” kendilerini göstereceklerdir.

Bütün bu terör örgütleri, Osmanlı Devleti’ne tabi olan milletlerinin Osmanlı’nın “zulüm, baskı ve sömürü yönetimi altında yaşadıkları” için değil, sırf “tarihimizin arşivinde kayıtlı millî devletlerimizi yeniden kuracağız” düşüncesi ve emeliyle kurulan örgütler olmuşlardır. Bunun böyle olduğunu, 1820-1830’lu yıllarda olup bitenleri bizzat yaşayan Osmanlı Donanmasını ıslahla görevli İngiliz Amiral Adolphus Slade “Kaptan Paşa” isimli hatıra kitabında, ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee yazdığı kitaplarında ve daha da önemlisi Yunanlı tarihçi Dimitri Kitsikis yazdığı “Türk-Yunan İmparatorluğu” isimli kitabında açık açık belgeleriyle dile getirmişlerdir.

Osmanlı’nın son döneminde (1878 – 1918) Asya cihetinde ise, ilk kurulan ve Osmanlı’ya “en büyük problem” olacak olan, 1890’lı yılların başında Rusya ve İngiltere’nin desteğiyle iki Ermeni terör örgütünün kurulduğu görüldü.

“HINÇAK” adıyla anılan bu örgütün “kurucu önderi”, Kafkasyalı Ermeni ve Rusya vatandaşı Avedis Nazarbek idi. Örgütünü 1887’de İsviçre’de kurdu. Amacı, ”üç ülkede yaşayan” denilen Türkiye, Rusya ve İran’daki Ermenileri birleştirip “Birleşik Büyük Bağımsız Ermenistan Sosyalist Devleti” kurmaktı. (William L. Langer, The Diplomacy of Imperialism 1890 – 1902, New York, 1972, s. 155 – 156). Bu terör örgütü, 1889’dan itibaren Doğu Anadolu’da “isyan ve ihtilal hücreleri”ni oluşturmaya başladı.

1890’da Hınçak’ta çıkan bir anlaşmazlık sebebiyle, bundan ayrılan bir grup, Kafkasya’da “TAŞNAKSÜTYUN” (kısaca Taşnak) terör örgütünü kurdu. Rusya’nın konsolosluklarının yardımıyla Doğu Anadolu’da “isyan ve ihtilal hücreleri”ni kurdu. Bunun da amacı, Doğu Anadolu’da Bulgaristan ve Lübnan’ın “özerk yapılanması”na benzer bir “geçiş dönemi yönetimi” kurduktan sonra, bunu “bağımsızlık”a çevirip Hınçak’ın emeline benzer **“Büyük Birleşik Ermenistan”**ı kurmaktı. (Langer, s. 157).

Adı geçen terör örgütlerinin ilgili ülkelerde kurulup, buralarda silahlı eğitime tabi tutulduktan sonra, 1892 yılı başlarından itibaren Türkiye sınırlarından Doğu Anadolu’ya sokulup burada terör eylemlerini başlatmalarının birçok sebebi vardır.

Bunda en büyük kırılma noktası, 1877-1878 Osmanlı – Rus Harbi ve Osmanlı’nın ağır bir yenilgiye uğraması sonucu imzalanan 5 Mart 1878 Ayastefanos ve 13 Temmuz 1878 Berlin Antlaşmaları olmuştur.

Ayastefanos Antlaşması’nı “tadil” eden Berlin Antlaşması da Balkanları Osmanlı’nın elinden çıkaran “Balkanların Sevr Antlaşması” olmuştu. Bununla, özerk yönetimlere sahip Romanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’a bağımsızlık verilmiş (Yunanistan erkenden 1830’da İngiltere’nin aktif desteğiyle bağımsız olmuştu), burada Osmanlı’nın elinde yalnızca,........

© İstiklal