menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Saygı Nereye Gitti? Sessizliğe Dönmek Zorundayız!

11 0
07.08.2025

"Saygı Nereye Gitti?" diye sorduğumuzda cevabı yalnızca kişilerde değil, toplumun tüm katmanlarına sinmiş bir kültürel dönüşümün izlerinde buluyoruz.

Aileden eğitime, dijital etkileşimden kamusal hayata kadar, her yerde saygının sarsılan temelleriyle karşılaşıyoruz.

Artık "kalabalıklar içinde yalnızlaşan selâm" bile fark edilmez hâlde.

Göz göze gelinmeyen, selâm verilmeyen, dinlenmeyen bir toplumda saygı, kayıp bir harf gibi aramızdan silinip gitti.

Güya modernleşme ve bireysellik, kişinin sözde değerini artırırken, toplumsal bağların ince dokusunu kopardı.

Oysaki saygı, toplumsal iletişimin çekirdeğiydi; bizi bir arada tutan görünmez değerli bir bağ…

Bugün sokaklarda kaybolan nazik cümleler, sadece kelimelerin değil, kalplerin de sessizliğini yansıtıyor. Belki de artık duyulmak isteyen kalpler, bu umursamazlık ve duyarsızlık çağında sadece “dinlenmek” istiyor.

Çünkü kimse kimseyi dinlemiyor ve belki de bu yüzden, saygı eksikliği bir kişisel kriz değil, bir toplumsal çöküş işareti olarak önümüzde duruyor.

Eskiden biri geldiğinde ayağa kalkılırdı. Yaşına, makamına, bilgisine bakılmaksızın sadece “insan” olduğu için…

Bugün ise biri geldiğinde ekranın sesi kısılmıyor bile. Ne selâm var ne göz teması. Ne bir hâl hatır ne bir sandalye uzatma… Sadece koltuklar genişledi, yüzler küçüldü.

Saygı, sessizce terk etti bu ülkeyi. Ne bir veda etti giderken ne de bir iz bıraktı arkasında.

Belki de bıraktı, ama biz artık onu fark edemeyecek kadar gürültülüyüz.

Herkesin sesi var, ama kimsenin kelimesi yok. Herkes konuşuyor, ama kimse dinlemiyor. Çünkü dinlemek de bir saygı biçimiydi.

Saygının ilk mektebi evdir. Çocuk annesinin babasına nasıl hitap ettiğini izler.........

© İstiklal