İslâm-Türk medeniyeti, asırlardır oluşan derin bir değerler atlasıdır; bu atlas hem hakikatin hem de insanlığın izini sürerek şekillenmiş bir irfan ve hikmet yolculuğudur. İslâm’ın evrensel ilkeleriyle yoğrulan Türk kültürü, tarih boyunca sadece bir kimlik değil, aynı zamanda adaletin, merhametin, ilmin ve estetiğin de taşıyıcısı olmuştur. Bu medeniyetin kodları; tevhit inancı, ilme verilen değer, ahlâkın merkezîliği ve hikmete dayalı düşünce sistemidir.

Türk milletinin tarihi, sadece bir askerî veya siyasî başarılar tarihi değil, aynı zamanda büyük bir medeniyetin ve kültürün yaşatılma çabasıdır. Ahmet Yesevî’den Mevlânâ’ya, Hacı Bektaş-ı Velî’den İbni Sina’ya, Maturîdî’den Şahı Nakşîbend’e, İmamı Rabbânî’den Süleyman Hilmi Tunahan’a kadar nice gönül ve ilim erleri, İslâm-Türk medeniyetinin taşıyıcı kolonları olmuşlardır. Bu büyük miras, sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de inşa malzemesidir.

Bugün küresel baskılar, kültürel hegemonya savaşları ve değer aşınmaları karşısında, bu medeniyetin özüyle yeniden bağ kurmak bir bekâ meselesidir. Türk milletinin devlet aklı, kültür kalıtımı ve medeniyet taşıyıcılığı, sadece kendisi için değil, İslâm ümmeti için de bir umut kaynağı olmuştur. Bu sebeple, kalıcı bir stratejiyle gelenekten geleceğe köprü kurmak, geleneksel değerleri yeni nesillere ilim ve hikmetle aktarmak hem kültürel varlığımızı korumanın hem de........

© İstiklal