Karanlıktan Aydınlığa: Tarihle Yüzleşmenin Cesareti
Bir kuyu düşünün; duvarlarına kazınmış efsaneler, ezberlenmiş kahramanlık hikâyeleri ve sorgulanmadan kutsallaştırılmış değerlerle dolu. O kuyu, toplumun öğrettiği dogmaları, sahte tarih anlatılarını ve kalıplaşmış düşünce biçimlerini temsil eder. Kuyunun içindekiler, Kant’ın deyimiyle “ergin olmama hâlinde” yaşayan, yani kendi aklını kullanmaktan çekinen insanlardır. Fakat bir gün, içlerinden biri başını kaldırır ve yukarıdaki ışığı fark eder. Bu an, aydınlanmanın başlangıcıdır bireyin kendi karanlığından kurtulup hakikatin güneşine yönelmesidir. Artık o kişi, hem tarih bilincine hem de felsefî düşünceye ulaşmış bir varlığa dönüşmüştür; görevi, hâlâ karanlıkta kalanlara ışığı anlatmak, duvarlara kazınan yanlışları silmektir.
Bu kısa açıklama sonrasında alegorimize geçebiliriz:
Bir zamanlar bir çocuk vardı; adı bilinmezdi ama herkes ona “iyi çocuk” derdi. Çünkü o, kendisine anlatılan her şeye inanır, hiç sorgulamazdı. Köyündeki büyükler ona dünyanın nasıl başladığını, kimin haklı kimin haksız olduğunu, hangi milletin kahraman, hangisinin hain olduğunu öğretmişlerdi. Her kelimeyi ezberlemiş, her masalı gerçek sanmıştı.
Bir gün biri, “Bunları sorgulama, hepsi böyledir,” dediğinde, çocuk başını eğmiş ve susmuştu.
O köyde herkes bir kuyunun içinde yaşardı. Kuyunun duvarlarına atalarının hikâyeleri kazınmış, gökyüzü ise sadece yukarıdan süzülen dar bir ışık huzmesinden ibaretti. Çocuk o ışığı güneş sanırdı.
Yıllar geçti, çocuk büyüdü ve bir gün yolu üniversiteye düştü.
Orada, duvarları olmayan bir dünyayla karşılaştı: kitaplar, fikirler, diller, tartışmalar…
Bir profesör ona bir gün dedi ki:
“Bildiğin her şey doğru olmayabilir; önemli olan ne bildiğin değil, neden öyle bildiğindir.”
İlk kez kafasında yankılanan bir ses duydu: “Ya o ışık, güneş değilse?”
İşte o an, kuyu çatladı.
O güne kadar inandığı birçok şeyin aslında birer hikâye, birer yorum, bazen de bir yalan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein