Sabotaj Üzerine
Kalkış varış fark etmeksizin ne zaman kullansam çok beğendiğim, bilet satın alırken doğrudan denk getirmeye çalıştığım pek güzel İstanbul Havalimanı... İç hatlar, dış hatlar, alışveriş seçenekleri, beğendiğim lounge hizmetleri... Dünyanın neredeyse her yerine, her gün kalkan binlerce uçak. Yıllardır hizmet veren birçok diğer hava limanlarımız...
Bugün şehrimizin kara lekelerinden ve her ayak basmamda beni geçmişe ve sarı filtreli Amerikan filmlerine götüren meşhur, büyük, İstanbul Otogarı... Her ile, neredeyse her ilçeye, yine hemen hemen her saatte kalkan bir otobüs bulabileceğimiz iyi kötü bir ulaşım merkezi...
Geçenlerde önemli bir duruşmam için şehir dışına seyahat etmem gerekti. Erken saatlerde idi uçağım, kahvaltı yapayım, bir kahve içeyim dedim uçuş öncesi... Bir yandan da inen kalkan uçakları gözlemeye başladım. Havacılık hep hoşuma gitmiştir.
Özellikle iç hatlarda, hava yolunu, uçakları hep bir şeyler ile karşılaştırırız. İşte havalimanına varış, yol şu kadar sürdü, araçla gitse idim ne kadar sürerdi, hava limanı otoparkı şu kadar, yol gitsem bu kadar diye. Ankara'ya yeni YHT'ler ile ulaşımın ne kadar rahat olduğu vs.
Ancak bir eksiğimiz var idi burada. Unuttuğumuz bir ulaşım aracı, yöntemi daha vardır esasen bu memlekette.
İşte o da
Anadolu tarihimizin her kısmında görüldüğü üzere İyonya Uygarlığından, Osmanlı Devleti'ne deniz ulaşımı her daim ulaşımın başlıca yollarından biri, öte yandan da Anadolu kültürünün değişmez bir parçasıdır.
Dahası edebiyatımızın birçok mühim romanı, röportajı bile dönemin kumanyalarını ve vapurlarını, bunlarla yapılan uzun deniz yolculukları ile deniz havasından alınan ilhamın uzun uzadıya betimlenmesi ile bezelidir. Selanik Limanı, Trabzon Limanı, İzmir Limanı ve birçokları bir ulaşımdan da öte tarihimizin parçalarıdır.
"Dalga kıvrımları ardında büyür........© İstiklal
