Bu ay uzun bir süre mevcut dava dosyalarım ve işlerim için Antalya'da bulunma fırsatım oldu. Güzel ülkemizin en güzel, nadide şehirlerinden biri olduğuna gönülden inandığım güzel Antalya yönetimimize, idaremize rağmen her yönüyle beni her seferinde kendisine hayran bırakıyor. Antalya'da bulunduğum bu sürede üzerine düşünecek çok zaman, düşünülecek çok mesele oldu. Anlatıya göre erken Helenistik dönemde Bergama Kralı 2. Attalos çevresindekilere, yöneticilerine, askerlerine, gidin ve bana yeryüzündeki cenneti bulun der. Kral'a ithafen adlandırılan Attaleia, Adalya, Adaliye, Alaaddinya, Antalya derken günümüze kadar gelmiştir bu güzel, güzide şehrimiz. Anadolu tarihi boyunca her daim önde gelen stratejik bir değer olma da vasfını korumuştur. İklimi, tarihi, mimari zenginlikleri ve önemli bir tabiat harikası oluşu ile Antalya sadece bizleri değil herkesi etkiliyor ki okyanusların, denizlerin, ırmakların ve dağların ötesinden milyonlarca turisti her sene ağırlıyor güzel Antalya... Bu ağırlamalar sadece bugün değil tarihten beri de süregelmektedir ki Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde bahsedilen, Roma tarihine not düşülen kayıtlar ile imar anlayışına ve seyahatlerine hayran olduğum İmparator Hadrianus'un gezisine ev sahipliği yapan da yine bu coğrafyadır. Bugün her türlü yakıştırmaya, saptırmaya, kültürel dezanformasyona rağmen ortada olduğu üzere ülkemiz aynı zamanda bir deniz ülkesidir. "Bir gün dedim ki "istemem artık ne yer ne yâr!" Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar; Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin, Hâlâ dilimdedir tuzu engin........

© İstiklal