İhale Oyunu – Kamu Kaynaklarının Yandaşlara Akışı
Türkiye’de kamu ihaleleri, anayasal olarak şeffaflık ve rekabet esasına dayanmalıdır. Ancak 2003’ten itibaren bu ilke, yerini “istisna” adı altında yürütülen bir sistematik kayırmacılığa bıraktı. Kamu kaynaklarının yönetimi, halkın refahı için değil, belirli şirketlerin servetini artırmak için kurgulandı. Bu süreçte en çok kullanılan araçlardan biri, 21/b maddesi oldu: “Doğal afet, salgın hastalık, can ve mal kaybı gibi acil durumlarda” kullanılmak üzere tasarlanmış bu madde, rutin altyapı projelerinde bile devreye sokularak rekabet dışı bir ihale düzeni yaratıldı.
Aynı Şirketler, Aynı Projeler
Yıllar içinde milyarlarca liralık projeler, hep aynı şirketlere verildi. Yol, köprü, havaalanı, hastane, stadyum… Liste uzayıp gidiyor. Bu şirketler, kamu ihalelerinden elde ettikleri gelirle medya satın aldı, üniversite kurdu, bankacılığa girdi. Devletin ekonomik gücü, özel sermayeye aktarıldı. Bu durum, sadece ekonomik değil, siyasal bir dönüşümün de parçasıydı: İhale alan şirketler, iktidarın ekonomik........
© İstiklal
