menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kanıtlar ve Tanıklar

3 0
latest

Almanya'da 5 yıl önceki ırkçı terör saldırısında hayatını kaybeden Türk Soydaşlarımı unutmuyorum..

Hanau, Almanya'nın on altı eyaletinden biri olan Hessen'e bağlı yaklaşık 90 bin nüfuslu küçük bir Alman şehri. Sanayi ve ticaret alanında lokomotif, eyaletlerinden. Hatta 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl başlarında en önemli sanayi ve ticaret kentlerinin başında geliyordu. Edebiyat dünyasının bir dönemine yön vermiş masalların çıkış şehridir. Grimm Kardeşleri hiç duydunuz mu? Grimm kardeşler; Jacob Grimm ve Wilhelm Grimm dünyaca tanınmış iki Alman masal yazarıdır. Grimm kardeşler 4 Ocak 1785 ve 24 Şubat 1786 tarihlerinde memur bir ailede dünyaya gelirler. Grimm Kardeşlerin sonrasında üç erkek ve bir kız kardeşleri daha olur. Bu kardeşlerden 1790-1863 tarihleri arasında yaşayan Ludwig Emil Grimm günümüzde de tanınan bir ressam ve grafikçidir. Jacob ve Wilhelm Grimm yaşadıkları güzel Hanau şehrinden çok etkilenirler ve ileride harika edebiyat eserleri ortaya çıkarırlar. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Rapunzel, Hansel ve Gretel, Bremen Mızıkacıları, Parmak Çocuk, Fareli Köyün Kavalcısı gibi birçok esere imza atmışlardır. Grimm Kardeşleri Alman edebiyatına kazandırdığı için kendisiyle iftihar eden Hanau kentinin meydanında bu gururun simgesi olarak iki kardeşin büyük bir anıtı yer alıyor. Grimm Kardeşlerin masallarından ilham alınarak kurgulanan Almanya'nın masal yolu ‘’Deutsche Märchenstraße’’ Hanau'dan başlıyor ve kilometrelerce devam ediyor. Fakat artık Hanau eyaleti masal yolunun başladığı noktayı değil, 21. yüzyılda ırkçılığın ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren bir şehir olarak karşımıza çıkmaktadır.

19 Şubat 2020 günü akşam 22:00 civarında, ilki Hanau’nun merkez meydanındaki Midnight Bar’da, ikincisi ise Kesselstadt semtinin batısındaki Arena Kafe’de olmak üzere iki kafede gerçekleşti. Bu işletmelerin müşteri potansiyelini Türk ve Arap kökenli vatandaşların oluşturduğunu söylemek istiyorum. Masal şehrinin üzerini kara bulutlar sarmıştı artık, yerel halk bile tedirgin olmuştu. Hanau'da dördü Türkiye kökenli dokuz göçmenin katledildiği ırkçı saldırının üzerinden bir yıl geçti. Fakat yakınlarını yitirenlerin acıları ilk günkü kadar tazedir. Hanau’daki saldırılar, aşırı sağcı ve ırkçı şiddetin Almanya’da merkezi bir sorun olduğunu, bununla mücadele edilmezse kök salacağını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Irkçılık bir zehirdir ve insanlığın ortak düşmanıdır. Avrupa'da sıradanlaşan ırkçılık ile tavizsiz ve kararlı mücadele tabi ki önemlidir. Fakat konunun gerçekten ciddi ve tehlikeli boyutlarda olduğunu söylememiz lazım. Hanau’nun birinci yıl dönümü, saldırının yapıldığı günlerdeki kadar yoğun bir biçimde vefat edenler tekrar anıldı. Katliamın yaşandığı yerlerde düzenlenen anma toplantıları, kent meydanında gerçekleşen miting ve yürüyüşlerle devam etti. Irkçı teröristin hedef aldığı kafe, bar ve büfelerin bulunduğu cadde ve sokakların isimleri sembolik olarak değiştirildi, buralardaki tabelalara geçici bir süre için öldürülen gençlerin isimleri yapıştırıldı. Sendikalar tarafından birçok işyerinde ırkçılığa karşı etkinlikler ve kurbanlar için saygı duruşu gerçekleştirildi. Okullar ve kreşlerde, çocukların yaşlarına uygun biçimlerde katliam anlatıldı. Kentteki tüm spor kulüpleri ırkçılığa karşı ortak aksiyonlar başlattı.........

© İstiklal