ABD Başkanı Donald Trump’ın Hindistan’a yönelik açıkladığı yeni gümrük tarifeleri, yüzeyde basit bir ekonomik yaptırım gibi dursa da, derininde Asya denkleminde yeniden yazılmakta olan diplomatik kodların ipuçlarını taşıyor. Trump, Hindistan’dan ithal edilen bazı ürünlere yüzde 25 ek gümrük vergisi getirileceğini açıklarken, bu kararın yalnızca ticari boyutuyla değil, stratejik arka planıyla da dikkatle okunması gerekiyor.

Trump, klasik müttefiklik ilişkilerini önceleyen bir lider değil. Onun dış politikası, şartlara göre şekillenen, pazarlık ve denge arayışı üzerine kurulu bir yapı arz ediyor. Bu nedenle, attığı her adım yalnızca kısa vadeli bir hesapla değil, işlemsel diplomasi dediğimiz, çıkar odaklı ve konjonktürel ilişki modelinin bir uzantısı olarak görülmeli.

Hindistan’a uygulanan bu yeni vergiler, aslında açık bir cezalandırmadan ziyade stratejik bir baskı aracı olarak devreye sokuluyor. Zira Washington’un rahatsızlığı, Yeni Delhi’nin Rusya ile özellikle enerji ve savunma alanındaki ısrarcı ilişkilerinden kaynaklanıyor. Hindistan, Ukrayna Savaşı sonrası dönemde Batı’nın yaptırımlarına rağmen Rus petrolünü almaya devam etti. Trump yönetimi, bu tercihi kendi küresel ajandasına doğrudan bir meydan okuma olarak yorumluyor.

Ancak mesele yalnızca Rusya değil.........

© İstiklal