Sokağa Çıkan Gençleri Anlayalım
Şüphesiz ki, gençliğimiz “geleceğimizin mimarı ve medeniyetimizin teminatı” olabilmesi için istendik toplumsal değerlere sahip olması ile mümkündür. Kendi kültüründen uzaklaşan gençlik ise kendi kültürünü ve değerlerini kendi elleri ile yıkıma uğratır. Osmanlı Devleti'nde batılılaşma ve modernimizin kapısının aralandığı “Tanzimat dönemi” buna örnek olarak verilebilir. Tazminat döneminde Avrupa’ya gönderilen gençlerin yurda dönüşte kendi kültür ve medeniyetlerine verdikleri hasar en bariz örneklerdendir.
Bu bağlamda, medeniyetimizin teminatı olan gençlerimizin zihinlerinin uyutulmasına ve uyuşturulmasına izin verilmemeliyiz. Mefkûresi olmayan genç beyinlerinin, topluma vereceği hasarın onarımı belki de mümkün olmayacaktır.
Etkili bir reçete yazabilmek için öncelikle gençleri iyi tanımak gerekmektedir. İlgi ve yetenekleri, istekleri ve hatta rahatsız oldukları konular belirlenmelidir. Gençlerin motivasyon kaynakları ve kaygı endeksleri büsbütün irdelenmelidir. Analiz edilmeden; yazılacak veya kes – kopoyla modeliyle ithal edilecek reçeteler, medeniyetimiz için ilaç olmayacaktır.
Günümüz gençlerin yani bilindik adıyla Z kuşağının hayata bakış açısını ve siyasal meseleleri yorumlayışını bakmadan önce onları biraz yakından tanıyalım. Türkiye nüfusunun yaklaşık %’ini oluşturmaktadırlar. Seçmen olarak ise yaklaşık 8 milyonluk oyları olan bir kitledir.
Z kuşağı teknoloji kullanımının en zirvede olduğu bir çağda dünyaya gelmişlerdir. Z kuşağı mahalle arkadaşlıkları kurmak yerine internet aracılığı ile sosyalleşmeyi tercih eden bir nesildir. Z Kuşağı, sanal dünyanın olumsuz sonuçlarından çekinmezler. Çevrimiçi dünya onlar için olağandır. Bu dünyada kendilerine yeni kimlik oluşturma ve imaj edinmede seçicidirler. Eğitime ve sosyal statüye değer verirler. Dikkat süreleri diğer kuşaklara göre daha kısadır.
Söylemek istediklerini karşı tarafa iletirken, keskin cümleler kurabilirler. Z kuşağı dinamizmden çok hoşlanır. Çabuk sıkılan, çabuk tüketen ve hızlı yaşayan bir kuşak olduğu için bu kuşağın ilgisini canlı tutacak yeniliklere ihtiyaçları vardır. Teknolojinin içine doğmalarına rağmen Z kuşağının dijital okuryazarlıkları düzeyleri düşüktür. Sosyal medyada gördükleri her bilginin doğru olduğuna inanırlar.
Z kuşağı otoriteye aşırı itaat etmekten hoşlanmazlar. Çoğu genellikle kendiişlerinin patronu olmak isterler. Z kuşağı özgüveni son derece yüksek olan bir kuşaktır. Bu yüzden yaşadıkları her anı sosyal medyada paylaşmaktan çekinmezler.
Rutin işleri yapmayı sevmeyen, kılık kıyafet açısından rahat giyinmeyi tercih eden, bireysel çalışmaktan en keyif alan........
© İstiklal
