Gölgedeki Savaş "YÜKSELEN ASLAN": Perde Arkası ve Saha Sanatı
Kamuoyu, F-35'lerin parıltısını, patlamaların gücünü ve "Yükselen Aslan" gibi operasyonların cüretini konuştu. Manşetler, vurulan hedefleri ve askeri teknolojinin geldiği son noktayı yazdı. Buraya kadar herşey İSRAİL’in profesyonelliği bize gösteriyor. Bunlar görünen, yazılan kısmı! Gelin şimdi biraz da buzdağının görünmeyen, asıl devasa kısmına bakalım. Sahadaki istihbarat mühendisliğin ayak izlerini takip edelim.
Bu tür bir operasyon, parlak generallerin strateji odalarında değil, yıllar boyunca yabancı topraklarda sessizce ve ölümcül bir riskle icra edilen "tradecraft" (saha sanatı) ile ilmek ilmek dokunur. Aslında, "Yükselen Aslan", savaş jetlerinin İran semalarına girmesiyle başlamadı. O jetlerin yolunu açmak için yıllar önce sahaya girildi(!). Ama o gün sahaya gidenler pilotlar değil, ellerinde planlarla ve sahte kimliklerle dolaşan, gölge gibi adamlardı.
İşte bu gölge savaşının, deşifre edilmiş kurallarını istihbarat dersi tadında madde madde sıralayalım:
1. Kural: Sabır ve "Moleküler Sızma" Sanatı
Hiçbir şey hedefe bütün halde gitmez. Bu, sarsılmaz ilk kuraldır. İran'a sokulan o sofistike füze parçaları, kameralar, sensörler ve elektronik harp sistemleri, tek bir tırın kasasında gelmedi. Bu, intihar olurdu. Bunun yerine "Moleküler Sızma" adı verilen yöntem kullanılır. Aylar, hatta yıllar boyunca, operasyonel ekipmanlar en küçük bileşenlerine ayrılır ve binlerce farklı kılığa bürünür.
Örnek: 2020'de İran'ın nükleer programının babası sayılan Muhsin Fahrizade'ye düzenlenen suikastı düşünün. Kullanılan uzaktan kumandalı, yapay zeka destekli makineli tüfek, Belçika malı bir FN MAG'dı. O silahın tamamı İran'a tek seferde mi girdi? Hayır. Namlusu endüstriyel bir boru, tetik mekanizması bir makine yedek parçası, optik sistemi bir tarım aracının sensörü, yapay zeka modülü ise bir üniversiteye giden "laboratuvar ekipmanı" kılıfında, farklı zamanlarda ve farklı yollardan ülkeye sokuldu. Her parça, başka bir şeyin gölgesinde, fark edilmeden sızdı.
2. Kural: "Zula" Mühendisliği ve Lojistik Kamuflajı
Bu "moleküller" nerede bekledi? Askeri üslerin yanındaki gizli depolarda değil. Bu çok bariz olurdu. Cevap, "Zula Mühendisliği" sanatında gizlidir. Parçalar, operasyon gününe kadar uykuda kalacakları, kimsenin şüphelenmeyeceği "ölü kutulara" yerleştirilir. Örneğin;
* Yıllardır limanda bekleyen ve kimsenin umursamadığı bir nakliye konteynerinin gizli bölmesi.
* Tebriz-Tahran otoyolu kenarındaki çorak bir arazinin metrelerce altı.
* Rejim yanlısı görünen bir iş adamının fabrikasındaki, denetim dışı "atıl malzeme"........
© İstiklal
