Ahirete İman Haktır
“Hak” serimiz içinde bu yazıda ahiretin hak, yani kesin gerçek olduğu konusu üzerinde duracağız.
I- Kuran-ı Kerim’de Ahiretin Önemi
“Ahiret” yahut “ahir” kavramı Kuran-ı Kerim’de 110 yerde geçer. Ahiretle ilgili konuların yer aldığı ayetlerin sayısı ise 1900 civarındadır. Bu da Kuran’ın yaklaşık üçte birine denk gelmektedir. Sadece bu kemiyet bile ahiretin ve ahirete imanın önemini anlatmaya kâfidir.
Kuran-ı Kerim’de ahirete iman, daha ziyade Allah’a imandan sonra ve yine onunla birlikte zikredilir. Bu bize ahirete imanın, Allah’a imanı tamamlayan en önemli iman esası olduğunu gösterir. Şüphesiz ki, altı iman esasının her biri son derece mühimdir. Ama bunlar içinde Allah’a ve ahirete iman özel bir yere sahiptir. Ahirete iman, bize Allah’a imanın gereğini ve sonucunu öğretir. Allah’ı tanımanın mükâfatı, tanımamanın müeyyidesi olduğunu haber verir.
Günümüzde mesuliyetsizlik hastalığı almış başını gitmiş haldedir. Her türlü hatanın ve yanlışın başı da budur. Hâlbuki insanın mesuliyetten kaçması, kendini sorumsuz hissetmesi, fani dünya hayatıyla yetinip sefahate dalması; imtihan maksadıyla yaratıldığımız hakikatine ters düşer. Toplumumuzda öyle insanlar var ki, Allah’a inanıyorum diye kendi kendilerini kandırıyorlar; fakat ahirette hesap, kitap ve sorumluluk olacağına dair gerçekleri duymak istemiyorlar. İşte bugün adına deizm denen sapkınlığın temelinde de böyle bir çelişki vardır.
Kuran’da Allah’a ve ahirete imanın yan yana zikredilmesi, dünya - ahiret dengesinin kurulması noktasında da önemli bir işarettir. Çünkü biz insanlar, nefsimizin bize verdiği iğva ve vesvese ile peşini seviyor, vadeliyi / tehir edileni / sonraya bırakılanı uzak görüyoruz. Şu ayet-i kerime bu büyük aldanışı haber veriyor:
“Hayır! Gerçek şu ki, siz peşin olanı (geçici dünya nimetlerini) seviyorsunuz da (ebedî olan) âhiret (nimetlerin) i bırakıyorsunuz.” (Kıyâme: 20 – 21)
Kuran-ı Kerim’de, asıl hayatın ahiret hayatı olduğu, dünyanın ise fani ve değersiz olduğu haber verilir:
“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebut: 64)
Kuran, her şeyin fani olduğunu, sadece Allah’ın zâtının baki kalacağını da haber vermektedir:
“Onun (o yeryüzünün) üzerindeki herkes (ve kâinatta bulunan her şey) fanidir (yok olacaktır). Ancak azamet ve ikram sahibi olan Rabbinin zâtı baki kalacaktır.” (Rahman: 26 – 27)
Ve Kuran-ı Kerim, bize ahiret gerçeğini ciddiye alarak ona görür gibi yakinen inanmamızı da öğütlemektedir:
“Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.” (Bakara: 4)
İşte bütün bu sebeplerle, dünya hayatının neticesi hükmünde olan ahireti çok ciddiye almak, ona hazırlanmayı hayatın merkezine koymak icap etmektedir.
II- İnsan Fâni Dünyadan Bâki Olan Âhirete Yönelmelidir
Dünya, imtihan hikmetine binaen, son derece süslenmiş bir fitne mekânıdır. Dünyanın iç yüzü çok çirkindir, zehirle balı karışıktır, ama dıştan cazip bir görüntüsü vardır. Öte yandan şeytan da insana dünyayı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein