Düşmana Karşı Aklını, Dosta Karşı Kalbini Kullan
Ulu Hakan Rahmetli Abdülhamid Han, "bir karar alacağım zaman, İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisiyle görüşür, onun görüşünü tam tersini uygulardım" demiştir. Benzer tavrı 8. Cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal da gösteriyordu. Rahmetli Özal, "bir karar alacağı zaman solcu gazetecilerle görüşüp onların görüşlerinin tam tersi istikamette karar aldığını" bir röportajında beyan etmiştir.
Esasında ben de siyasi gündeme dair benzer durumlarda düşüncemi, zıt görüşteki insanlara bakarak belirliyorum. Siyasi gündeme dair bir konuda onlar ne düşünüyorlarsa ben tam onların karşı düşüncede oluyorum.
Yani bazen çok da fazla düşünmeye gerek yok. Düşmanına bak ve tavrını belirle. Düşman ne diyorsa, tersini, yap.
Düşman deyince aklıma Üstadım Necip Fazıl Kısakürek’in şu şiiri geldi.
“Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın.
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!”
Evet, düşman insana esasında bir kriter ve şevk verici olarak gereklidir.
Kriterdir, düşmanın dediğinin tersini yapacaksın. Teşvikçidir, ona bakarak daha çok çalışacaksın ve “düşman şunları şunları yapmış, ben ondan daha fazlasını yapmalıyım” diyerek ondan daha ileriye gitmek için kendinde bir heyecan ve azim bulacaksın.
Bunların hepsi düşmanını kendine güldürtmemek için gereklidir. Akıllı insanı, düşmanını kendisine güldürtmez.
Düşman derken şunu da tanımlamak ve açıklamak gerekir.
Ben şahsi ve gündelik işlerimde yani hayatın normal akışışında kimseyi kendime düşman almak ve tepki çekmek istememem. Şahsi hayatımda, gündelik iş ve işlemlerimde kimseyi üzmek ve kimseyle düşman olmak istemem.
Yani daha açıkçası şunu söylemek istiyorum.
Ben kimseye insani huyları ve özelliklerinden dolayı düşman olmam. Bana yanlış yapmadığı ve benim şahsi hayatımı olumsuz etkilemediği........
© İstiklal
