Alkollü Sürücü + "Sahte Özgüven" = Trafik Kazası
Sene:1993. Yaşım 28. Yani çok toy bir yaştayız. Bir tatil yöresinde, bir sahilde iki arkadaş, bir arkadaşımızın misafiriydik. Üç arkadaş o gün, gün boyunca sahilde ve sahil kenarındaki tesislerde dolaştık, durduk. Nisan ayında askerlik bitmiş, yaz sona erip de kış gelmeden Eylül ayında üç asker arkadaşı tekrar bir araya gelmiştik. Asker arkadaşlar bir araya gelir de askerlik anıları konuşulmaz mı?
Konuşulmaz mı? Konuşulur elbette. Askerlik anıları konuşulurken, bir arkadaşımız devamlı içiyordu. Arabasıyla bizi o sahile getiren arkadaşımız, dolaştığımız yerde sürekli alkol alıyordu. Maalesef.
Bir o tesise, bir bu tesise giriyorduk. Ve sahildeki her tesiste o arkadaşımız içki alıyordu. Biz iki arkadaş içki içmiyor, ancak araba sahibi o arkadaş sürekli içiyordu.
Tabi o içki alırken bizde şu düşünce otomatik olarak oluştu: "Herhalde şehre dönüşte arabayı bu halde kullanmayacak." Arabayı içki içmeyen arkadaşım kullanacak. Arabayı ben de kullanamam. Çünkü benim araba kullanma ehliyetim 1993 yılında yoktu. Bu durumda üç arkadaştan birisi alkollü, biri ehliyetsiz ise geriye tek bir seçenek kalıyordu. Dönüş sırasında arabayı ehliyetli ve alkolsüz arkadaşımız kullanacaktı.
Aklın yolu bu idi. Peki aklın gerektirdiği bu seçenek mi gerçekleşecek, yoksa başka seçenek mi gerçekleşecekti? İşte bu sorunun cevabi çok mühim ve hayati idi.
Akşam vakti yaklaşıyordu. Şehre dönüşe hazırlanırken içkili arkadaş, direksiyon başına geçmeden önce şoför mahalline doğru yönelip "haydi şehre dönüyoruz" dedi.
Yazımın başında da belirtildiğim gibi benim o yıllarda ehliyetim yoktu. Diğer arkadaşımın, yani içki içmeyen diğer arkadaşımın ehliyeti vardı. O arkadaşımız "olmaz bu arabayı, böyle kullanamazsın, çok içkilisin, kendinde değilsin" dedi. Ve ekledi "arabayı ben kullanacağım."
“Arabayı ben kullanacağım, sen kullanacağım” tartışması, arabanın başında bir müddet devam etti. Alkollü arkadaş arabayı sürmek üzere şoför koltuğuna yönelip sendelemiş olsa da direksiyon başına oturdu.
Gaflet midir, basiret bağlanması mıdır, acemilik midir nedir? Bilinmez. Biz içki içmeyen iki arkadaş olarak o arkadaşın, içkili halde kullanmaya çalıştığı arabasına düşüncesizce birden binmiş olduk. Tabi her ley saniyeler içerisinde gerçekleşiyordu.
Alkollü arkadaşımız arabayı çalıştırdı ve sürdü. Daha ilk harekette, oto parktan çıkarken, sarhoş arkadaşımız arabayı oto park görevlisinin üzerine sürdü. Park görevlisi bir kenara kaçıp zor kurtuldu. Arkamızdan bize el-kol hareketi yaptı.
Ana yola çıkmadan önceki bölümde, ara yolda yalpalaya yalpalaya yol alırken bin bir pişmanlık içindeydik. İkimiz de “nereden bindik bu arabaya" diye hayıflanıyorduk. Ön koltukta ben, arka koltukta arkadaşımız "ne olur arabayı durdur, böyle gidemeyiz, kaza yapacağız" diye bağırıyorduk. Bağırmaktan öte, sarhoş arkadaşımıza adeta yalvarıyorduk. Ancak alkollü olarak araba kullanan arkadaşımız "hayır, ben çok iyiyim, aklım başında, bana güvenin" diyordu.
İşte bu sözler bir........
© İstiklal
