Rüzgârın Fısıltısı ve Sınıfın Dansı
Babam, mısır tarlasının kenarına ayçiçekleri dikerdi. “Biri rüzgârla, biri arıyla tozlanır. İkisi de paylaşarak büyür,” derdi.
Bir yaz, komşu tarladan gelen arı seslerini duyunca gülümsedi:
“Arılar da rüzgâr da aynı işi yapar: Biri sesiyle, biri esintisiyle hayatı taşır.”
Yıllar sonra, Ege’nin sınıfta tek başına oturduğunu görünce, o ayçiçeklerini hatırladım. Ege, “yalnız mısır” gibiydi: Verimli ama yalnız.
Rüzgârın Kucaklaşması
Bahçede tozlaşma iki yolla olurdu:
Babam, “Rüzgârın taşıdığı polen, en uzak çiçeği bile bulur” derdi. Ege ise sınıfta hep köşede oturur, “Ben tek başıma daha iyi çalışırım” diye direnirdi. Oysa fen projesinde yanlış verilerle uğraşıyor, tıpkı rüzgârsız kalmış bir çiçek gibi soluyordu.
Sınıfta Rüzgâr Estirmek
Bir gün Ege’ye şöyle dedim:
“Babam derdi ki; bazı bitkiler yalnız büyür ama birlikte........© İstiklal
