Kıymetli okurlar, hepinizi hürmetle selamlıyorum ve ilk yazıma başlıyorum. İnşallah devamı gelir.
Bismillah, Elhamdülilah, vessalâtü vesselâmü alâ Rasulillah.

Aslında bu Hap onların kendi bünyelerine uygun vitaminlerden oluşuyordu. Beslenme alışkanlıklarına, hayat tarzlarına, yaşadıkları iklime de uygundu. Kullandıkça faydasını hissediyorlardı. Hapların içeriği güncellense de ana bileşenler değişmiyordu. Ne de olsa kendi doktorları kendi eczacıları geliştiriyorlardı. Halkın neye ihtiyacı var biliyorlardı.
İhtiyaçtan mıdır , özentiden midir yoksa birileri bizi kandırdı mı bilinmez, Biz de bu HAPI YUTTUK!
Yuttuk yutmasına da bize yaramadı, kimimizde bulantı kimimizde baş dönmesi yaptı. Ama en kötü yan etkisi: “BAKAR KÖRLÜK”.
Bön bön bakıyorduk, göremiyorduk. Gördüğümüzü anlamıyorduk. Gördüklerimiz zihnimizde bir şey çağrıştırmıyordu bu yüzden bön bön bakıp geçiyorduk.
Ne biçim bir Haptı bu, prospektüsü de okumadan onlar gibi içip duruyorduk, onlar gibi olamıyor ama kendimizi de kaybediyorduk. Zaten bizim için yapmamışlardı ama bize satmayı iyi becerdiler. Bakar körler çoğalınca, artık birbirimizi de tanımaz hale gelmiştik. Kardeşimiz el oldu. Komşumuza yabancı olduk.

Daha fazla uzatmadan bu hapın ismini söyleyeyim: “LATINISOL”. Bu ismi yazarken bile zorlandım, çünkü büyük harfle “I” mı yazmalıyım yoksa “İ” yazsam olur mu? Ama okurken “İ” sesiyle okuyorum neden “I” yazayım değil mi? “S”yi de “Z” mi yazsaydım? “Latinizol” şeklinde okunmayacak mıydı? Tam da mevzu bu aslında, işte bu hapın bir yan etkisi daha. İçenleri LATİNİZE etmek için üretilmiş. Kullanıyoruz ama hâlâ nasıl okuyacağımızı bile tam bilmiyoruz. Latinler için normal , yan........

© İstiklal