Osmanlı Padişahları Neden Hacca Gitmediler?
Osmanlı Padişahlarının hacca gitme meselesi, uzun zamandır tartışılan bir diğer konudur. Genellikle bu tenkidi yapanlar, sosyolojinin, dinin ve hukukun dallarından habersiz olan kimselerdir. Öncelikli olarak, padişahların da herkes gibi ekseriyetle işlerinin, icraatlarının, dine ve hukuka uygun olup olamadığının hesabını mahkeme-i kübrâda vereceklerini belirmemiz lazım. Dolayısıyla tarihte yaşayan insanların, amelini ve özel hayatını değil, icraatlarını değerlendirmemiz gerektiğini tarihsel açıdan ifade etmekte faydalı olacaktır.
Yaptırmış oldukları binlerce hayır eserleri, amme hizmetleri, Dine bağlılıkları, gaza ve cihat anlayışlarına rağmen; padişahların hacca gitmemeleri, elbette ki ilk çağrışımda şaşırtıcı karşılanıyor. Fakat İslam uleması, hükümdarın ve onun makamındaki emirlerin, hacca gitmekte mazur olduğu yönünde fetvâlar vermişlerdir. Padişahlar mahpus hükmündedirler. İslam hukukuna göre hapis hükmündeki bir kimse hacca gidemezdi.
Nitekim büyük İslam hukukçularından İbni Âbidîn, Reddü'l-Muhtar isimli eserinin ikinci cildinin hâşiyesinde, İmam Serahsî'den naklen şöyle söylemektedir: "Arzederiz ki, sultan ve sultan mânâsındaki emîrler (vâli ve şehzâdeler) mahpus hükmündedir. Binaenaleyh içinde kul hakkı olmayan malından kendi namına birini hacca göndermesi icab eder. Mezkûr şekilde aczi tahakkuk eder de, ölünceye kadar devam ederse böyle yapılır."
Dolayısıyla bir Padişahın, devletin bütün işlerini bir kenara bırakıp, hac gibi uzun ve meşakkatli bir yola çıkması toplum düzenini sarsabilirdi. Zira bundan asırlar öncesi bir dönemden bahsediyoruz. Tarihsel bir değerlendirme yapacak olursak, o devrin ulaşım şartlarını ve nakil vasıtalarını, bu dönemle kıyaslamak abesle iştigal olur. Çünkü o dönemde İstanbul’dan kalkıp, Hicaz’a kadar gitmek aylarca süren bir yolculuk demekti. Haricen hükümdarlar tek başına ata veya deveye binip yolculuk yapamazdı. Tıpkı bir sefere hazırlık yapılırcasına, aylar öncesinden o geçiş menzilinin ve iaşesinin de hazırlanması gerekmekteydi. Bilhassa böyle bir yolculuk için yol emniyeti son derecede mühimdi. Olası bir eşkıya saldırısında padişahın esir düşüp, fidye karşılığı satılması veya öldürülmeleri tasavvur bile edinilemezdi. Yine hac mevsiminin kış ayına geldiğini ve senelerce devam ettiğini de hesaba katarsak, bu durumun, şartları ne kadar zorlaştırdığını daha iyi anlamış oluruz. İşte bu yüzden Hükümdarlar mahpus,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein