Yeni dünya düzeni ve Körfez ülkelerinin ikilemi
Yeni dünya düzeni mücadelesi kıran kırana devam ediyor. Şu andaki merkez ya da ateş Ortadoğu, Güney Kafkasya, Doğu Avrupa ve Karadeniz. Tabii Afrika, Uzak Doğu Asya ve Hint Pasifik kaynıyor.
Amaç yeni düzenin koşullarını kim koyacak ve kim koruyacak. Mücadele çetin, kanlı, can yakıcı, tahrip edici ve kaynak sarfına yol açarak devam ediyor.
Özellikle Ortadoğu'da tam kaotik bir ortam var. Söz konusu kaos kontrollü gerginlikten kontrollü çatışmaya evrilmiş durumda. Çatışmalar ana aktörlerin vekilleri arasında sürüyor. En azından şimdilik.
Peki savaş, ana aktörleri, bölgesel güçleri de içine alacak şekilde bütün bölgeyi içine alır mı?
Bunun olmaması için taraflar çok dikkatli hareket ediyorlar ve bundan kaçınıyorlar. Ancak az da olsa böyle bir risk var.
Türkiye gibi bölge gücü olan ülkeler de dahil küresel güçler risk yönetiyorlar. Risk yönetimi çok kritik ve bütüncül bir strateji gerektiriyor. Adeta ip üzerinde yürümeyi gerektiriyor.
Bütün bu söylediklerimin ışığı altında bölgeye baktığımızda kuşatılan Rusya Federasyonu'nun yanı sıra, daha sıkıca sarılmış bir Ortadoğu'yu da görüyoruz.
Yani açık bir şekilde BOP/GOP uygulaması devam ediyor.
Ne yapılmak isteniyor?
Türkiye ve İran'ın tampon bölge olması, Rusya'nın zenginlik dolu topraklarının ve Orta Asya'nın zenginliklerinin kullanılması kapitalist sistemin ağzını sulandırmaktadır.
Bunu nasıl yapmayı düşünüyorlar?
Türk-İslam dünyası iç çatışmaları, yetmez ise Hristiyan-Yahudi medeniyetler çatışmasının altını yakmaktan çekinmeyeceklerdir.
Bunun en güzel örneği İran-Pakistan arasındaki bombalamalardır.
Kimlik arayışları üzerinden yapılan kışkırtmalar savaşın kuzeyde Türkiye ve İran'a uzanabilecektir.
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Üçüncü dünya savaşı çıkarmadan hazır pastalar üzerinden anlaşma zemini bulmaları ne kadar doğru ise medeniyetler savaşı da o kadar doğrudur.
Maalesef bölgemizde bireyin çıkarlarını kamu çıkarları ile uzlaştıran........
© Independent Türkçe
visit website