Tarife savaşları, ürün ambargolarına evrilebilir
Küresel ekonomi ‘tarife savaşları’nın şokunu kolay kolay atlatacağa benzemiyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ilan ettiği ’90 günlük mola’, piyasaları birazcık rahatlatacak gibiydi, ancak şimdi ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ‘tarifelerde açık artırma’ya dönen gerilim artarak devam ediyor. Hatta iş gümrük vergilerinden belli mal ve hizmetlerde ‘ambargo’ya dönüşecek gibi! 16 Nisan’da yaşananlar, bunun habercisi… Şimdilik önce bir taraf el artırıyor, ona diğeri cevap veriyor. Sonra her iki taraf hafif bir geri adım atıyor, tam ne olup biteceği netleşmiyor. Bu gerilim ve belirsizlik ortamında, küresel piyasalar her gün yeni bir ‘stres testi’ne giriyor.
Öyle ya da böyle, bu tarife savaşlarının küresel kapitalizmin yeni bir evresine işaret ettiğini biliyoruz da, ‘yeni normal’in nasıl bir şey olacağını kimse tam olarak öngöremiyor. Kesin olan bir şey var ki; 2025 küresel ticaret iklimi açısından çok fırtınalı geçecek ve hemen herkes bundan olumsuz etkilenecek.
‘Krizden fırsat çıkarma’ ezberi
Bakmayın siz Türkiye’deki bazı iş çevrelerinin ve ekonomi yönetiminin ‘ergen iyimserlikleri’ne, zaten çok kırılgan olan ekonominin bu krizden fırsat çıkarması çok güç. Aslına bakarsanız, çok olumsuz etkilenmeden bu süreci atlatmak bile büyük bir başarı olur. Az yarayla atlatmanın yolu ise ekonomi yönetiminin önalıcı tedbirleri ne denli uygulayabileceğine bağlı. Bugün itibarıyla, TCMB Para Piyasası Kurulu’ndan (PPK) çıkacak politika faizi kararı bir işaret olabilir. Eğer ki haftalık repo ihale faiz oranını yüzde 42.5’ten zaten fiilî faiz oranı olan yüzde 46’ya çıkarma cesaretini gösterirse söz gelimi…
Bunu bir yazıda söylemek kolay tabii, ancak ekonomi yönetiminin dikkate alması gereken bir başka mesele daha var, o da sanayi üretiminden gelen verilerin hiç de iç açıcı olmaması… Reel sektör şu anki faiz oranlarıyla bile büyük zorluk yaşıyor. Üstelik reel sektör kredi olmadan yatırımlarını ve hatta üretimini sürdürmekte zorlanıyor. Yani yine ‘kırk satır mı, kırk katır mı’ ikilemiyle karşı karşıya ekonomi yönetimi… Üstelik hata yapma şansı da yok artık! Ve hata yapmasa bile, küresel ticaretteki yeni eğilimler, söz gelimi Çin mallarının neredeyse sıfır kâr marjıyla piyasaları istila etmesi ihtimaline karşı koyabilecek pek az ülke var!
Şekil 1: Küresel Mal Ticareti Hacmi ve GSYH Büyüme Tahminleri (2019-2026)
Küresel mal ticaretinde 3 puanlık daralma mı?
Şimdilik küresel gelişmelerden negatif ayrışan Türkiye ekonomisini bir kenara bırakıp dünyanın kabusuna dönelim. Dünya Ticaret Örgütü’nün (World Trade Organisation) 16 Nisan’da yayımladığı son ‘Küresel Ticaret Görünümü ve İstatistikleri’ raporuna göre, dünya mal ticaretinin hacminin mevcut koşullar altında 2025’te yüzde 0.2 büyümesi bekleniyor. Bu, ‘düşük tarife’ temel senaryosu altında beklenenden yaklaşık 3 puan daha düşük bir oran.
Üstelik bu, 14 Nisan itibarıyla tarife durumu dikkate alınarak hazırlanmış bir rapor, yani ne ABD, Nvidia’dan Çin’e çip satışını durdurmasını talep etmişti ne de Pekin, nadir toprak elementlerinin ihracatını yasaklama kararı açıklamıştı. Gerçi her iki ülke de bu kararları alırken, bir yandan da kapıyı hafif açık bırakıyor neyse ki… Bu sebeple, şimdilik bu kararların yarın ya da........
© İlke TV
