menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Captain Boycott’tan Nestlé’ye… Çeşit çeşit ekonomik boykot var

12 1
03.04.2025

Bu ülkenin siyasî tarihine 2 Nisan 2025 ilginç bir gün olarak geçecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde silik bir profil çizen bakanların bu kadar öne çıktığı az zaman olmuştur sanırım. Nerede görülmüştür bomboş dükkânlarda bakanların muzlu süt alıp bunu sosyal medyada paylaştığı?.. Ya da cumhurbaşkanı başdanışmanının bir ekonomik boykotu ’emperyalizmin oyunu’ diye tanımlaması! Ancak burası Türkiye!…
Konu malumunuz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB yöneticilerine yönelik siyasî operasyonlara karşı CHP öncülüğünde başlatılan ekonomik boykotun, eylemlerde ön safta yer alan gençler tarafından farklı bir seviyeye çekilmesi ve ‘2 Nisan’da Tüketimi Durduruyoruz’ adı altında bir gün boyunca tüm alışverişleri ertelemeye yönelik eyleme dönüşmesi… Belki de ekonomik boykot türleri arasında en zor olanının tercih edilmesine karşın katılımın hiç de fena olmaması en dikkat çekici özelliği bu eylemin. Ve bu görece yüksek katılım hem iktidarın hem de iş dünyasının kimyasını bozmuş gibi görünüyor. Bugün itibarıyla, yandaş medyada ‘Tüm Türkiye marketlere koştu’ benzeri manşetler görürseniz, anlayın ki boykot amacına ulaşmış

Ülke menşeli ürünlere boykot artık alıştık

Bilmediğimiz bir şey değil, yine de bir sivil itaatsizlik eylemi ya da ‘tüketici aktivizmi’ olarak ekonomik boykotun genelgeçer bir tanımını yaparak başlayayım. Ekonomik boykotlar genellikle bir grup insanın belirli bir markadan veya şirketten ürünleri satın almayı veya basitçe onları desteklemeyi reddetmesi durumunda gerçekleşir. Bu da genellikle başka bir ülkenin markalarına yönelik boykotlar şeklinde olur. Bu tür boykotlara alışık bir ülkeyiz. Söz gelimi İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı başlatılan İsrail menşeli ürünler ya da uluslarararası Yahudi sermayesinin ürünlerine yönelik boykotlar gibi… Daha öncesinde de benzer boykotlar oldu Türkiye’de. Söz gelimi 1998 yılında İtalyan Başbakanı Massimo D’Alema’nın Abdullah Öcalan ile ilgili bir demeci üzerine, hükûmet destekli başlatılan ve İtalyan menşeli ürünlere yönelik boykot gibi…
Ancak her iki örnek de, hükûmetin başlattığı ya da destek verdiği eylemler, oysaki bu kez Türkiye’de gerçekleşen bir sivil itaatsizlik eylemi olarak gündeme gelen ve hükûmet karşıtı grupların organize ettiği kitlesel bir eylem. Aslına bakarsanız, bir tüketici aktivizminin çok ötesinde bir ‘yurttaş başkaldırısı’… Üstelik birkaç şirkete ya da belli menşeli ürünlere yönelik değil, tümüyle tüketimi durdurmayı amaçlayan zorlu bir eylem!
Geleneksel olarak, kulaktan kulağa ve topluluk ağları ve el ilanlarının dağıtımı yoluyla organize edilirdi eskiden ekonomik boykotlar. Günümüzde, sosyal medya kampanyaları, çevrimiçi dilekçeler ve küresel olarak organize edilen diğer çabalar yoluyla yaygınlaşıyor. Ya da bugün Türkiye’de olduğu gibi, meydanlarda da çağrılar yapılıyor. İnsanların boykot etmesinin birçok nedeni olabiliyor, ancak en yaygın olanı bir markanın uygulamalarına öfkelenmeleri ve değişiklik için baskı yapmak amaçlı… Çocuk işçiliği, doğa talanı, hayvanlara yönelik eziyetten tutun siyasi duruşlara veya yolsuzluğa karşı protestoya karşı farklı hedefleri vardır. Başarılı olurlarsa, bu boykotlar bir şirket için hem itibarları hem de karları açısından büyük olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Ya da bugün olduğu gibi rejimi ve onunla iç içe geçmiş sermayeyi hedefe koyuyor.

Amerikalılar Britanya’ya karşı

Tarihte ilk ekonomik boykot olarak kabul edilen eylem, 1764-1766 yılları arasında Britanya’nın, Amerikan kolonilerine vergi koyarak Fransızlar’a ve Amerikan yerlilerine karşı yürüttüğü savaşın maddî kayıplarını telafi etmeye karar vermesiyle ortaya çıktı. ‘Damga Yasası’ olarak bilinen bu yasa, bu kolonilerin kullandıkları; yasal belgeler, gazeteler ve hatta oyun kağıtları dahil hükûmet tarafından çıkarılan her kağıt parçası için vergiyi içeriyordu. Koloniler doğal olarak bu vahşi vergilendirmeden nefret ediyordu. Bu uygulama, ‘Temsil Olmadan Vergilendirme Yok’ sloganının ortaya çıkmasına yol açtı. Amerikalılar vergilendirmeye karşı koymak için İngiliz mallarını boykot ettiler, isyancılar İngiliz pul acentelerini istifa etmeye zorladılar. Gerektiğinde kaba kuvvet kullanmayı da ihmal etmediler! Bu isyan büyüdü ve özerkilk talebinin yaygınlaşmasına yol........

© İlke TV